Kafamda güzel pencereler hatırlatan bu post için teşekkür edeyim peşinen.
Ve sonra pencereyi açayım, kendimce.
Seçme durumu, tercih, pişmanlık ve özgürlük aynı babanın evlatları gibidir sanki. Özgürlük; sunulmuş seceneklerden istediğimizi irademizle tercihte bulunmak midir? Peki ya seçenekler arasında olmayan durumlar? Ve bence tüm tercihler pişmanlığı beraberinde getirir. Tercih edilmemiş olanın verdiği pişmanlık, tercih edilmişin verdiģi pişmanlık. Haliyle ; seçeneklerle sunulmuş özgürlük pişmanlıklara gebe değil midir?
Ben de yorumun için teşekkür edeyim peşinen :)
Başka bir yazımda da bu durum sebebiyle hareket edemediğimi ve hareketsizliğin sonuçlarını istemsiz seçmiş olduğumu söylemiştim. Hiçbir şeyi diğerlerinin pişmanlığını yaşayacak kadar çok isteyemiyorum. Belki de taraftar mantığı gerekiyordur insanlara. Yani bir şeyi anlamsızca sevmek gerekiyordur. Benim öyle bir durumum yok ve tercih yapmamı çok etkiliyor. Bu post özelinde ise bana sunulan seçeneklerden anlam çıkarmaya çalıştım. Burada yazmıyor ama çıkardım da :)