Yurt disinda yasamak isteyenlere duyrulur.

Source:
Yurt dışına çıkıp başka ülkede yaşamayı düşünüyormusunuz? Size, hangi ülkede yaşamanızı tavyise edeceğimi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. İstediğiniz yere gidin ama Avusturya' ya gelmemenizi öneririm. Hatta öneri'yi bir yana bırak, öbür yanın'da boş kalsın, size gelmenizi yasaklarım. Buranın yerlilerinin bizden nekadar nefret ettiğini size biraz anlatmaya çalışıcam. Avusturyalıların türklerden nefret etmesi tarihi bir meseledir. Osmanlı tarafından yapılan birinci ve ikinci viyana kuşatmasının avusturya tarihinde önemli bir yeri vardır. İlkokul, ortaokul ve lisede tarih dersinde mutlaka ele alınan ve uzun uzadıya anlatılan viyana kuşatmasını ve avusturyalıların bu kuşatmaya nasıl direndiğini ve işgalci osmanlı ordusunu nasıl bertaraf ettiğini duymadan büyümek imkansız. İlkokul 3.sınıfında bu konuyu yaklaşık 4 hafta boyunca tarih dersinde ele aldık ve avusturyalıların nasıl zorluklar altında osmanlı ordusuna direndiğini ve sonunda başarıyla osmanlı ordusunu viyana kapılarından kovduğunu, öğretmenin ve avusturyalı öğrencilerinin alkış tufanı ve sevinç gösterileri arasında zihnimize bir dövme yapar gibi hiçbir zaman silinmeyecek şekilde kazıdık. Sınıf arkadaşımın birisinin ismi ogün den sonra sadece Mustafa olmakla kalmadı, artık Kara'sı da vardı ve ozamanlar çocuk olmama rağmen bizden nekadar da nefret ettiklerini ogün den itibaren çok net anladım. Bu tarihi olayın üzerinden yaklaşık 500 yıl geçmesine rağmen ve bu olaydan sonra avusturya'ya daha nice ülkelerin savaş ilan etmesine rağmen, osmanlının viyana kuşatması kadar hiçbir mevzu önemli olmadı. Nasıl biz türkler istanbul'un fethini yada çanakkale savaşını tarihimizin en büyük zaferleri olarak görüyorsak, aynı şekilde avusturyalılar da viyana kuşatmasına karşı direnişlerini ve bu direnişin sonunda gelen başarıyı en büyük zaferleri olarak görüyorlar. Ogün den Bugüne kadar, yarın ve tüm gelecek yarınlarda bu böyle kalacaktır. İnsanların tarihi iyi benimsemesi için ve hiçbir zaman unutmaması için kendince tedbirler bile alınmıştır. Mesela biz türkler çocuklarımız yaramazlık yaptığında onları korkutarak uslu durmasını sağlamak için söylediğimiz sözler vardır ya: "bak seni polise veririm", ya da "doktar amca ya söyleyim de sana bir iğne yapsın" ya da "bak uslu durmazsan Allah taş atar" gibi deyimlerin benzeri almanca'da da var ama biraz farklı. Avusturyalılar yaklaşık 500 seneden beri çocuklarını uslu dursun diye kullandıkları cümlelerden bazıları şöyle tarihe geçmiş: "bak eğer sözümü dinlemezsen seni türklere veririm ve onlar da senin parmaklarını keserler", ya da "sözümü dinlemezsen seni Türklere veririm ve sonra seni zorla Müslüman yaparlar" ya da, "Türklere vereyim de seni hadım etsinler" ve daha niceleri. E tabi 500 sene nesil den nesile aktarılan bu korkutucu deyimler bir süre sonra insanın DNA sına kadar girmiş olabilirki, bu sebepten bugün bile bizim yüzümüze bakarken verdikleri mesaj, sanki o kuşatmayı yapan bugün yaşayan biz türklermiş gibi bir his oluşturuyor.

Yolda yürürken ya da toplu taşıma araçlarında yada bir Lokal ya da bir Restaurant da ya da bir resmi daire/makam da türkçe konuşmamaya özen gösteriyorum. Avusturya da her ülkeden insan görmek mümkün. Avusturya'nın sınır komşu ülkelerinden gelen slovaklar,almanlar,çek cumhuriyeti vatandaşları, italyanlar ve avrupanın çesitli yerlerinden farklı ırklar görmek mümkün. Japon,çin,arap,afghan,çeçen,sırp,macar,ispanyol,fransız,ingiliz,isveç, iskoçyalı ve daha nice ülkelerden insanlar görebilirsiniz. Bu insanlar istediği yerde kendi dillerini rahatlıkla konuşabilir ama eğer türkçe konuştuğunuz duyulursa, etrafdaki insanların hemen dikkatini çekersiniz. Hiçbir dil bizimki kadar rahatsız edici deyildir buranın yerlileri için. Her dilden konuşan insanlara rastlayabilirsiniz ve bu kimseyi ilgilendirmez, ama türkçe konustuğunuz anda tüm gergin bakışların bir anda üzerinize çullandığını hisseder ve görürsünüz. Hatta otobüs de bir arkadaşınızla türkçe konuştuğunuzda avusturyalının biri kalkıp size: " burası avusturya burada almanca konuşulur" diye bir uyarıda bulunursa hiç şaşırmayın, yıllardır başımıza gelen olaylar bunlar.

Birkaç ay önce avusturya nın en büyüklerinden biri olan gıda market zinciri "Spar" Türk ve müslümanlar için artık helal kesilmiş et bulundurduğunu duyurduğu haftası avusturyada neredeyse kıyamet koptu. Spar firmasının avusturyalılar tarafından anında Boykott edildiği ve satışlarının yüzde 20 gerilediğini gören yetkililer, hemen bir geri adım attı ve helal ürün satışlarını durdurdu. Sanırım bu helal et fikrini uygulamaya geçiren firma yetkilisinin işine de son verildi.

Yine avusturya nın en büyük süt mamülleri üreticisi olarak bilinen "NÖM" Şirketi, yabancı müşterilere de hitab edebilmek için başka bir dilde, yani türkçe, süt paketinin üstüne almanca "Milch" kelimesinin altına türkçe "süt" yazdı. İnanmasi güç ama, bir hafta boyunca radyo, televizyon ve bütün medyalar bu olaydan bahsetti ve avusturya halkı süt almamaya karar verdi. Tabiki bu deneyimde uzun sürmedi ve "süt" kelimesi hemen ambalajların üzerinden sonsuza dek silindi. Deneme amaçlı olarak, süt kelimesini,türkçe hariç, farklı dillerde ürünlerin üzerine basıldığında, avusturyalıların hiçbir tepkisi olmadı.

Avusturya da milletvekili olmanın en kolay yolu Türklere karşı olmak. Kurduğunuz Partinin ciddi bir programı olmasa bile, türklere karşı olmanız yeterince oy almanızı sağlayacaktır. Türkleri nekadar kötüler nekadar aşşağılarsanız oy oranınız okadar artacaktır. Bu sadece benim tarafımdan gözlenen bir mevzu deyildir, bu numarayla iktidara gelen FPÖ(ÖZGÜR AVUSTURYA PARTİSİ) partisinin propagandası bunun en iyi kanıtıdır.

Source:

Viyana Istanbul olmasin

Source:

Islam deyil Vatan

Türklerin yaninda nasibini alan baska Müslüman ülkelerde var tabi, mesela Fas:

Source:

Innsbruck icin benim Planim: Fas HIRSIZLARI yerine vatan sevgisi

Bu yeterli deyilmi? Isterseniz FPÖ nün piyasaya sürdügü "Moschee ba ba" (Güle güle git Camii) adli oyununda Minareleri kursunlayabilirsiniz:

Gecen Hafta Iktidar partisi olan FPÖ bir skandala daha imza atti. Bir Video da Ali isminde biri dis doktoruna gidiyor ama giderken kuzeni olan mustafanin sosyal sigorta kartini kullanmaya kalkiyor. Cünkü ali nin kendi karti yokmus da, bu yüzden devleti aldatiyormus kuzeninin kartini kullanarak. Buyrun Video o yu izleyin:

Sagolsun yesil parti (GRÜNE) parlamentoda bu konuya degindi ve bir arastirma yapildi. Gecen sene 8,5 Milyon Avusturya nüfusunda baskasinin sosyal sigorta kartini kullanarak faydalanan sadece ve sadece 27 kisi belirlenmis. Nufüs sayisina bakilinca bu rakam yok denilecek kadar az bir sayi. FPÖ Videoyu sitesinden silmek zorunda kaldi, ama asiri sagcilar sunu dediler: "Biz nezaman gercekleri söylemeye kalksak, IrkcIlIk ve Demokrasi yüzünden susturuluyoruz." Video FPÖ nün sitesinden silindi ama Internet bildiginiz gibi hicbir seyi unutmuyor. Milletin aklinda kalan da su oldu: " Bu Ali ler ve Mustafalar bizi dolandiriyor"! Peki bu bahsedilen Ali'ler ve Mustafa'lar, yani biz türkler, buna karsi ne yaptik sizce??

Ali'ler Mustafa'lar Hasan'lar Hüseyin'ler Kahvelerde Pisti, Batak, Okey ve benzeri oyunlari oynamaya devam ettiler, iddia bürolarinda ve kumarhanelerde hayatlarini mahvetmeye hala devam ediyorlar. Türkiye Cumhuriyet Konsolosluguna sordum herhangi bir Kanuni islem yapmaya kalktiniz mi bu assagilayici tavirlar yüzünden diye, "Elimizden birsey gelmez" dediler. Cevremdeki tüm türklere sordum Avusturyanin Cumhurbaskani yada Basbakani kim diye?? Yüzde 90'i bilemedi.

Cevremdeki Türklere Baktikca Avusturyalilar bize ne yapsa Haktir diye düsünmeye basladim. Burada yazdiklarim Avusturya da olup bitenlerin sadece yüzde 5 dir sanirim. Belki ileride burada daha neler olup bitiyor sizlere anlatirim, ki sakin bir hata yapip Avusturya' ya yolunuzu düsürmeyin. Turist olarak da gelmenizi tavsiye etmem, buraya gelmeden önce gezip görülecek cok yerler var.

Mutlu kalin güzel insanlar.