Sevgili Günlük #28 | Gökyüzü Var Yanımda, Her Zaman Aklımda
Son yazımı yazdıktan sonra kendimi zorunlu bir inziva içinde bulmuştum. Bana son zamanlarda iyi gelen kalimbanın sesinde kaybolmuş, kitaplara sarılmıştım. Öyle bir dönemdeydim ki sürekli kitap sitelerinde geziyor, Corto Maltese gibi yeni hikâyelere yelken açıyordum. Galiba okudukça, çok okudukça içindeki yazma isteği de yavaş yavaş azalarak bitiyor. Çünkü o satırlarda senin düşündüğünü senden önce dile getirenlerin sözlerini okuyunca, belki de içinden geçirdiğin ve kendine bile yüksek sesle ifade edemediklerini gördükçe kayboluyordu o istek. Başkalarının söyledikleriyle kulağını, gönlünü doldurmak daha cazip geliyordu.
Ben de öyle bir dönemden geçiyordum. Bir şeylere sığınmış ve uzaklaşmıştım buralardan ve sevdiklerimden. Ta ki sevgili @damla'nın Açık Mektubu'nu okuyana dek. Susuz kalmış dalların baharla birlikte yeniden yeşermesi gibiydi sanki. Yeni sürgünler vermiş, yeni yapraklar açmıştı gönlümde. ☘
Bu platform ayrıldığından beri bana hep soğuk geliyordu. O soğukluk belki buradaki insanlardan belki de sistemin kendinden ileri geliyordu. O sıcaklık gitmiş, ateşi sönmüş; ısıtmıyordu artık. Tıpkı bazılarımızın hayatları gibi.
Hayatın içinde her şey birbirine görünmez ipliklerle bağlı gibi. Dinlediğimiz bir müzik, camın önünde duran o hep sevdiğimiz koltuk, ailemizden yadigâr kalan bir fincan, siyah beyaz eski bir fotoğraf karesi ve kenarı yaldızlı çerçevesi, yıllardır sakladığımız o parfüm şişesi ve geçmiş güzel günleri hatırlatan o son damlası, rastgele okuduğumuz bir kitabın içinden çıkan ayraç olarak kullanılmış bir otobüs bileti.. Üzerindeki tarihe bakıp zamanda yolculuğa çıkılıyor adeta ve zaman bir anda yavaşlıyor.
Bunların hepsi birbirinden ayrıymış gibi görünse de aslında o görünmez ipliklerle bağlı ayrılmaz bir bütün. Sessizliğin ortasında dışarıdan gelen tatlı bir esinti ya da kilometrelerce uzaklıkta olup da sanki hiçbir ilgisi yokmuş gibi görünen herhangi bir şey belki de bizim için nice sürprizler barındırıyordur içinde.
Yaptıklarına karşılık onlar için saklanan müjdeyi kimse bilemez.🎈
Secde Sûresi, 17
Bazen de o ipliğin en ince yerinden kopmasıyla dağılırız boşluğun ortasına. Belki yarım kalmış bir mısraya sığınır, belki de şu an dinlediğim ninninin henüz söylenmemiş yerlerine saklanıveririz. O bizim el değmemiş çocukluğumuzdur sanki.
korku ve endişe, hepsini bırak geride
hisset, kalbini dinle gözlerini kapat
essin rüzgar, şimşekler çaksın kime ne
ellerim oldukça yanında, sıcacık koynumda
Turkish Lullaby, Elif Sanchez
Bu kayboluş anlarında çocuk kitaplarına daha çok sığındım. Her zaman okumaktan, beğendiklerimi minik gözlere hediye etmekten keyif alırdım. Fakat ay sonunda okuduklarım / izlediklerimi yazdığım defterime baktığımda, çoğunluğun masallar ve hikâyelerden oluştuğunu gördüm.
Belki bir başkasına da faydası dokunur diye Goodreads hesabımı aktif kullanmaya başladım. Beğenilerim kadar sevmediklerimi de dile getiriyordum. Adı üstünde çocuk kitabı diye satılan nice işe yaramaz, kendimce zararlı olduğunu düşündüklerim hakkında mini yorumlar kaleme alıyordum. 🙆♀️
Arada büyüklere yazılmış olanları da okuyup yorumladım tabi ki ihmal etmedim. Hatta bu uğurda, beğenmediğimi acımasızca dile getirdiğim için yazarının radarına takılarak geri dönüşler de aldım. 👀
Buradan sevdiğim birkaç arkadaşıma da siteden bahsettim ama henüz aktif kullanmıyorlar sanırım. İleride olur belki. :)
Bilgin Adalı'nı ismini daha önce hiç duymamıştım. Okuduğum ilk kitabı Zaman Bisikleti oldu, iyi ki böyle bir başlangıç yapmışım. O kadar sevdim ki her siparişimde diğer kitaplarını da sepete birer ikişer atarak tamamlayıp okumak istiyorum.
Olayın detaylarına girmeden, sürprizini bozmadan hissettiklerimi paylaşmak, bu sayede belki bir çocuğa daha ulaşmasını sağlamaktır niyetim. :) 🦋
Hikâyemizin kahramanları olan Yağmur ve Damla kardeşlerle babaları, kendi icat ettikleri Zaman Bisikleti ile bundan 100 bin yıl önceye, Antalya'nın Karain Mağarası'na giderler. Her yer her şey o kadar farklıdır ki adeta gökyüzünün rengi başka bir mavidir. Şırıl şırıl akan derelerin buz gibi suyunun lezzetini tarif etmek imkânsızdır. Kuşların renkleri göz alıcı ve sesleri cennetten çıkmadır sanki. Ağacın, toprağın, dağın, taşın rengi bile daha önce gördüklerine benzemez gibidir. Medeniyete dair hiçbir çirkin yapı, beton yığını da olmadığından manzarayı seyretmenin keyfine doyum olmaz.
Etrafı keşfetmeye dalmışken bir mağaranın önünde ateşin başındaki Çuka ve kız kardeşi Anin'i görürler. Kendileriyle yaşıt olan bu iki çocuğu sanki daha önce görmüşcesine kanları kaynar.
Kendilerini göstermeden uzaktan onları gözlerler. Bizim için basit gelen nice aletin o günlerde mevcut olmamasından dolayı yaşanan zorluklara tanıklık ederler ve küçük icatların yapım aşamalarına.
Bu his çok güzeldi. Okuyanlar eminim ki etrafa daha bir ilgiyle ve dikkatle bakıp gördükleri şeylerden neler yapılabileceğini düşünüyorlardır benim gibi. :) Hem bu sayede gözlem yeteneği de gelişmiş oluyor. Çuka ve Anin'in keşfettikleri her yeni şeyden sonra hayatlarında yaşadıkları gelişimleri sanki bir ekrandan izliyormuş gibiydim, çok zevkliydi.
Serinin 2. ve 3. kitaplarında da heyecan hız kesmeden devam eder. Hatta zaman kapısı aralanır ve geçmiştekiler, geleceğe konuk olur. Bu dünya onlar için inanılmaz hatta hayallerin ötesindedir..
Ben okurken çok keyif aldım, eğer küçük bir çocuk olsaydım en sevdiğim kitaplardan biri olurdu. Sanki mağarada bendim yaşayan, elmaları közde pişirip lezzetine varan, yeni toplanmış mis gibi adaçayını yudumlayan. Dalından koparılmış bir kucak dolusu incirde havalara uçan. :)
Serinin bitmiş olması beni bir miktar üzmüş olsa da kafamda kurduğum hayaller hep devam edecek..
Hepimizin ruh durumunun sarsıntılı olduğu şu dönemde, siz de çocuk kitaplarının güvenli limanlarına sığınmak istemez misiniz? 🐳
uyu dertlerini unut, bırak uçsunlar rüzgârla
geri gelirlerse eğer bu ninniyi söylerim sana
dinle bırak kendini, hiç yarın olmayacakmış gibi
kalbim attığınca ninniler söylerim sana
durma, dünya acı diye vazgeçme sakın
gökyüzü var yanımda, her zaman aklımda
Turkish Lullaby, Elif Sanchez
Canım benim tekrar hoşgeldin ☺️🤗 yazılarını o kadar özlemişim ki. Okurken aynı hayallare ben de daldım. Çaldığın kalimbanın sesi insana huzur veriyor. Kimbilir sen de çalarken ne çok keyif alıyorsundur. @damla nın senin için yazdığı son mektubu harikaydı. Umarım o da aramıza döner 🤗
Zamanda yolculuk hikayelerini çok severim. Bu tür konular hep ilgimi çekmiştir. Çocuk kitaplarını okumak insanın içindeki o güzel çocuğu ortaya çıkartıyor. Tekrar çocuk olup hayallere dalıyor insan. Zaman bisikletini okumak geldi içimden 🤗
Videodaki şarkıyı çok beğendim. Seni görmek beni çok mutlu ediyor canım arkadaşım. Sen yaz ben hep yanındayım. 🤗😍
teşekkür ederim canım arkadaşım @baycan 🌼
evet kalimba bana güzel bir yoldaş oldu, dinlemene ve beğenmene seviniyorum :)
senin de seveceğin konu galiba, umarım en yakın zamanda okursun.. çocuk kitapları insanın içini açıyor
ben de seni gördüğüm için mutluyum💕
Neden olmasın. Bunu ancak sen başarırsın :))
Keşke başarabilen keşke gelse... 🙏 Biraz zamana ihtiyacı vardır belki, belli bir zaman sonra döneceğine inanıyorum. İçim öyle doğuyor.
:) neler olur bilinmez
Hosgeldin sudefteri umarım artık aktif olarak burada kalırsın. Yazılarını özledim. Bende bir süre uzak kaldım ve şimdi yeni arkadaşlıklar kurdum. Cok güzel insanlar tanıdım.
Uzun süre bu platformda görüşmek dileğiyle kendine iyi bak
teşekkür ederim, hoşbuldum mesafe
umarım her şey herkes için daha iyi olur ve hep güzel insanlar çıkar karşımıza 🌸
Çok güzel bir fikir (:
Yazılarını okumak eski günleri hatırlattı, o günlerin güzellikleri geldi aklıma. Hoşgeldin
eski güzel günler ve güzel arkadaşlarla çok güzel bir yerdi burası..
teşekkür ederim 🌸 ve hoşbuldum