Keman Hikayesi
Keman (1)
Daha önce de bahsettiğim gibi 2010 yılında keman alıp keman kursuna başladım, İçimde çok güzel duygular ile. Kemana aşığım diyorum, onunla konuşuyorum, onu seviyorum o zaman tek eksik onu konuşturamıyorum.
Kursa ikinci döneminde yedeklerden girdim. Kursum pazar günleri sabah 9’da idi. Kursta ilk günüm ben daha erkenden gittim ilk kişi olarak, girdim içeri bekliyorum, derken diğer öğrenciler de gelmeye başladı ve hocam da geldi ve gerçekten sonradan en çok sevdiğim hocam oldu kendisi. İlk başlarda çok sert garip bi’ adam olarak tanımladım kendisini ama onun bu tavırları sayesinde öğrenmişim kemanı onu anladım.
İlk ders de ben alırız kemanı çalmaya başlarız sanmıştım tabii konunun aslını bilmediğimden bu işin özlü olması için solfej varmış. O zamanlar notaları da bilmiyorum porte üzerinde. Neyse iki hafta solfej ile geçti zaten keman kursuna gelip kemanı olmayan arkadaşlarımız vardı onlarda bu arada keman aldılar hocanın önerdiği yerden önerdiği kaliteden( başlangıç bile olsa o kadar çok çeşidi var ki, her zaman bilen birini dinlemek lazım keman alırken, hangi seviye olursa olsun)
Üçüncü hafta başladık pratik olarak kemana, hani demiştim ya ilk yazımda alır almaz çalabileceğimi hissediyorum diye hiç ama hiç öyle olmadı. Aldım sol omzuma doğru arşeyi koydum la teline daha yay bile çekemedim. : Ama nasıl olur hani içimde yangın idin, hani birlikte ağlayacaktık ya da tebessümümüz bir olacaktı?
Ve keman dedi ki : Önce sen tanıtacaksın kendini! Ben yaklaşık 350 yıldır bu haldeyim( burada ki kastım Antonio Stradivari’nin kemana en son şeklini vermiş olmasıdır)
Henüz tanışma fırsatını bulamadım ama çok sevdiğim bir enstrümandır kendisi...
Güzel anlatmışsınız duygularınızı.. Bu şekilde anlatmaya ve yazmaya devam edin lütfen...
Yorum ve upvote'unuz bol olsun ;)
Çok teşekkür ederim, hiçbir zaman geç değildir.