Mayıs gelirken...
İstanbul'dan arka arkaya günler...
Söz konusu blog olunca insanın kendini rahat hissettiği düşündüğünü yazdığı bir yer hayal ediyor insan. Sanki sadece ben okuyorum ve kimse bakmıyor gibi yazmayı seviyorum, öte yandan kısmen gerçek de sayılır. O kadar bot ve ıvır zıvır hesap arasında gerçekten pek bir yazı okunuyor mu bilmiyorum.
Bu sabah, evden çıkarken yine keyifsizdim, gecikmiştim, uykusuzdum. Bindiğim otobüsteki insanlar da benim kadar olmasa da keyifsiz görünüyorlardı. Bir yerlere koşuşturmak zorunda olan karıncalar gibiydik, sadece o mikro dünyanın içine o kadar daldığımız için kendimizi hayalleri olan insanlar sanıyorduk. Neyse daha da karamsar bu hal devam ederken gözüm pencereye daldı. Normalde ufak şeyler dikkatimi pek çekmez ama, o an kalabalık bir hiçliğin ortasında son çiçekleri açmış bir ağacın üstündeki bir kuş bana başka bir şeyi haykırıyordu adeta.
"Mayıs geliyor, hayat uyandı. Sen uyanmıyor musun hala!!"
Resim Kaynak: Pexels
Atın üzerinizden kışın miskinliğini, bakın çiçek açmış heryer. Uyanın. Giyin en renkli düşüncelerinizi...
Amazing post! I love it. Hey UPVOTE my post: https://steemit.com/life/@cryptopaparazzi/chapter-one-let-there-be-the-man-and-there-was-a-man-let-there-be-a-woman-and-there-was-sex and FOLLOW ME and I ll do the same :)