Krizler Neden Oluyor - Paramızı Nasıl Koruruz
Merhaba herkese iyi bayramlar,
Belki takip edenler vardır. Tr etiketine genellikle altın teknik analiz yazıları yazıyorum. Geçmiş iş deneyimlerinin verdiği teknik analiz bilgisini kullanarak kendi yatırımları yönlendiriyorum. Genellikle altına yatırım yapıyorum. Az olarak USD ve Euro'da tutuyorum. Borsayı çok fazla sevmiyorum. Çünkü BIST diğer yatırım araçlarına göre çok sığ kalıyor ve kolaylıkla manipule edilebiliyor. Hele ki toplam varlığın yaklaşık %75'i carry trade için Türkiye'ye gelmiş yabancı fonlardan oluşurken.
Neden Altın?
Öncelikle burada bahsedilenin fiziksel altın olduğunu belirtelim. Altın teknik analiz yazılarında bahsettiklerim ise kontrattır. Yani kağıt üstünde aldım, sattım emirlerinden ibarettir. Fiziksel bir takas hiçbir zaman olmaz.
Fiziksel olarak altına yatırım yapmak önemlidir. Çünkü arkadaşlar dediğim gibi diğer herşey kağıttır, özellikle paraların alım gücü sürekli düşer, yanar ve kül olur. Oysa altın her koşulda altındır. Bir örnek verecek olursak;
OECD'nin hazırladığı alım gücü tablosuna sitesinden ulaşabilirsiniz. Görüldüğü üzere Türkiye'de 2000 yılında belirlenmiş bir ürün sepetini alabilmek için 0,282 dolar yeterli iken 2015 yılında aynı ürün sepetini 1,242 dolara alabiliyoruz.
Aynı dönem için altın grafiğini koymama sanırım gerek yok. Sadece TRY değil pek çok para birimi aynı durumdadır. Örneğin dolar, 15 yıllık periyotta pek anlaşılmaz ama son 100 yıla bakarsak dolardaki alım gücünü kaybını çok net şekilde görürüz:
Yine aynı dönem için altın grafiğini koymaya hiç gerek yok. Zira 1900 yılında ons altın 25$ iken şu an 1325$.
Bunun sebebi hükümetlerin para birimlerini krizleri kontrol etmek amacıyla manipüle etmesidir. 2008 krizinde ABD'nin kapitalizmi kurtarmak için bastığı paraları hatırlayın.
"ABD kolaylıkla para basabilir, onu etkilemez ama biz basarsak alım gücümüz düşer" düşüncesi de aslında yanlıştır. Sınırsız para basımı herkes için zararlıdır. Sadece etki zamanı farklıdır. Çünkü ABD'nin parası rezerv paradır. Merkez bankaları bu parayı ceplerinde taşır. ABD dışına çıktığı için de geri dönene kadar etkisi pek belli olmaz.
Para Ne Karşılığı Basılır?
Paranın altın karşılığı basıldığı dönemler eskide kaldı. WW2 sırasında yeterli para basımı gerçekleştiremeyen pek çok ülke altın standardından vazgeçti. Günümüzde para borç karşılığı basılır. Peki nasıl;
Hükümet: Paraya ihtiyacım var.
Merkez Bankası: Ne kadar?
H: 1 Trilyon dolar
MB: Hesabına bak yolladım. Ancak faiziyle geri alacağım o nedenle şu senedi imzala.
H: Ok
MB: Kib, Bye
Peki buradaki ölümcül soruyu soralım? Para basma yetkisi MB'de ise, MB'nin bastığı toplam paradan fazlasını (yani faizi) istemesi nasıl mümkün oluyor. O para nereden gelecek? Hükümet bu faizi nasıl ödeyecek?
(Cevab veremedi)
Kısacası ödeyemeyecek, borcun zamanı geldiğinde yukarıdaki diyaloğun aynısı yaşanacak ve borcun yeni faiziyle birlikte vadesi uzatılacak. Bu ülke ABD ise dediğimiz gibi sonuçları uzun vadeye yayılır.
Peki parayı sadece MB'ler mi basıyor? Teoride evet ama gerçekte o iş de öyle değil. Buradan itibaren basma kelimesini tedavülden kaldırıp yerine yaratma kelimesini kullanmalıyız. Çünkü basılı para piyasadaki toplam miktarın ancak %5'i civarındadır. Geri kalanı dijitlerden ibaret hard disklerimizde yerini alıyor.
Bankacılık sistemi yetkisi olmamasına rağmen para yaratıyor.
Bankaların her biri para yaratır. Kanunen yetkileri yok. Ama dünyanın her yerinde böyledir. Nasıl mı? Diyelim ki 100.000 TL'nizi götürüp bankaya yatırdınız. Banka karşılık oranı denilen şu an %10 olan tutarı merkez bankasına yatırmak zorundadır. Geri kalanını istediği şekilde kullanabilir. Kaldı 90.000, Bu parayı da A vatandaşına kredi olarak verdi. A parayla ev aldığı için B'nin hesabına yatırdı. Banka 9.000 TL'yi merkez bankasına yatırdı ve kalan 81.000'i C'ye kredi verdi. Ve bu böyle sürdü gitti. Burada yaratılan paraya kaydi para adı verilir.
Yatırılan toplam gerçek para: 100.000 ve bu şekilde üretilen kaydi para yaklaşık 900.000'dir. İşte kriz anlarında bankalar paranızı bu nedenle geri veremez, çünkü böyle bir para yoktur. Havadan yaratılan bu paralar sürekli bir balon şişirir. İşte hükümetler aka düzenleyici kurullar bankaları kurtarmak için devreye girer ve halkın emeğini çeşitli yollarla buralara aktarır.
İyi diyorsun da bu paralar olmasa nasıl ev, araba alırız
Bu soru aklınıza gelmiştir. Asıl sorun zaten maaşlarımızla ev ya da araba alamıyor oluşumuz olmasın? Dünya bankacılık sistemi kölelik sistemini devam ettirebilmek adına kurulmuş müthiş bir sistemdir. Özgür olduğuna inanan köleler ise asla ikna edilemezler. Verdikleri sadece budur?
Elimize geçen 3 kuruşu nasıl koruruz?
En iyisi fiziksel olarak altın alımıdır. 100 yıl geriye gittik ve altının hep yükseldiğini gördük. Uzun vadeli düşünür, fiyatına bakmadan azar azar altın alımı yaparsanız kesinlikle paranızı korur ve kara geçersiniz. Biraz daha risk seviyorsanız borsaya girin ve Aselsan, Ford vb. sağlam hisselerden yine fiyatına bakmadan azar azar sürekli alırsanız 10 sene sonra müthiş kar edebilirsiniz ama altın kadar garanti değil bu. :) Dövize yatırım yapmanız anlattığım sebeplerden ötürü mantıksızdır. Kısa vadeli düşünülebilir ama uzun vadeli almam kendi adıma.
Peki kriptoparalar?
Kriptopara nedir ne değildir burada artık girmeyeceğim. Kriptoparalar, özellikle rüştünü artık ispatlayan Bitcoin, birer emtia durumunda ve kendi ekonomilerini yaratmış durumda. Özellikle bitcoinin altınla olan ilişkili hareketi de çok ilginç, bitcoin artık dijital dünyanın altını haline geldi.
Her şey ortada merkezi olarak yönetilen paraların durumunu gördükten sonra merkezi olmayanların değeri daha iyi anlaşılıyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde kriptoparalara yatırım yapmak uzun vadeli olarak karlı olacaktır.
Eskiler şöyle der, Unutmayın ki dünyanın tek bir kuralı vardır. "Altını olan kuralları koyar."
Esen Kalın
Bu yazı yatırım tavsiyesi değildir. Sadece bilgi vermek amacıyla oluşturulmuştur.
Altın bu dönemde de en önemli değer saklama aracı olma özelliğini koruyor. Belki büyük miktarlar için tek rakibi, arsa ya da arazi olabilir.
Sanayi devrimi sonrası üretim gücünün ve dolayısıyla tüketimin inanılmaz arttığı bu dönemde neredeyse hiçbir enstrüman değer koruma konusunda altın kadar güvenilir değil. Yazıda da yakaladığınız gibi gelecek için Bitcoin ya da bir başka kripto para bu değer saklama aracı olmanın merkezi olabilir mi? Şu an sorulması gereken en önemli soru bu.
İki yıl önce sorsalar bitcoin balon derdim ama geçen zaman açıkca bitcoini yatırım yapılabilir bir emtia olarak tanımamıza sebep oldu. Fiyat artar, azalır değişebilir ama fikir olarak bitcoin ve kriptoparalar yatırım aracı olarak yerini aldı. Yorumunuz için teşekkürler.
Yazınız çok faydalıydı benim için. Bitcoin piyasa hacmi büyüdükçe daha stabil davranacaktır diye düşünüyorum. Mevcut durumda şahsen güvenli liman demek zor gibi. Bir de çok yeni bir teknoloji. Çok fazla alt-coin yeni fikirlerle üretiliyor. İlerde bambaşka bir coin popüler olup piyasayı ele geçirirse, BTC'nin fiyatı düşebilir mi diye de sorular var kafamda.
Değişen çağda yeni altın senin de söylediğin gibi bitcoindir. Büyüklerimiz hep altına yatır derlerdi. Garantisi olan tek yatırım altındı. Şimdi bitcoine yatırıyorsun ve batma şansın yok. Şuan bitcoin alsan (4500 $) bi'kaç ay sonra bunun şuan ki değerinin altına düşme şansı neredeyse yok. Fakat ben de altın hastasıyım. Ne kadar param olursa olsun altın beni güvende hissettiren tek yatırım :D
Aynen eskiler bu kağıt kürek işlerine pek inanmazlar, altını görmek ister illa ki sarı sarı. Ama zaman onları haklı çıkardı. Türev piyasalar sonuçta 'zero sum game' dir. Sıfır toplamlı bir oyundur, katma değer üretmez gün sonunda birindeki para diğerine geçer. O nedenle uzun vadeli yatırım için en doğrusunu yapıp altın alıyorsunuz.
Yorumunuz için teşekkürler.
Şant Manukyan tweeted @ 29 Aug 2017 - 13:49 UTC
Disclaimer: I am just a bot trying to be helpful.
@lcks got you a $3.16 @minnowbooster upgoat, nice! (Image: pixabay.com)
Want a boost? Click here to read more!