Come and See - Film İncelemesi

Savaş filmleri denince, benim aklıma Er Ryan'ı Kurtarmak, Piyanist, Dr. Strangelove gibi sayısız film gelirdi.

1985 yapımı Come and See adlı Sovyet filmini izleyene kadar.

Savaş filmleri, sinema sanatında, kendi başına bir alandır. Bizlere, 1. Dünya savaşı ve Vietnam filmlerinde, hem savaş hemde askerlerin savaşta gösterdikleri kahramanlıklar fazlasıyla gösterildi. Kahramanlık filmleri çoğalıp etkisizleşince, askerlerin savaştaki depresyon halleri, savaş sonrası travma, yabancılaşma, savaş karşıtlığı gibi bir çok konuda işlendi.

Savaş karşıtlığı yada savaşın korkunçluğu, savaşı hiçbir şekilde özendirmeden çok az filmde Come and See kadar net işlendi.

Film başladığında, çaresizce asker toplamaya çalışan bir komutanın, öylesine varolan, düzensiz, ne yaptığından habersiz bir birliğinin durumunu görüyoruz. Komutanın çaresizliğini, toplamaya çalıştığı askerlerden anlıyoruz. Komutan, bulduğu herkesi hatta çocukları bile askere almaya çalışıyor.

Filmi, ailesinin itirazına rağmen, askerlere katılıp, ülkesini savunmak isteyen ama henüz çocuk olan Florya'nın gözünden izliyoruz. Filmin başında çok genç görünen Florya, yaşadıklarının etkisi ile zaman geçtikçe yaşlanır. Tanıştığı kız ile yaşadığı romantik sahneler gittikçe yok olmaya, bu sahnelerin yerini başka hiçbir filmde göremeyeceğiniz gariplikte sahneler ve durumlar almaya başlar. Film bittiğinde Florya, bir çocuktan çok daha fazlasıdır artık. Ölümü ve tehlikeyi tatmış, Nazi'lerin yada başka işgalci güçlerin, daha doğrusu insanoğlunun, akıllara gelmeyecek ne varsa yapabileceğini görmüştür.

Vahşet o kadar ileri düzeydedirki kamera bu vahşeti gösterirken zaman zaman Aleksey'den uzaklaşır. Bu görüntüleri adeta O'ndan bile saklar.

Hollywood'un bize gösterdiği savaş sahneleri ve savaşın yüzünün çok otesinde bir gerçekçilik var bu filmde. Bunun sebebi ise, filmin başka bir kültürün, Rus kültürünün ve tarihinin bir ürünü olması. Nazi'lerin o zamanlar Rusya'ya bağlı Belarus'ta ve başka bölgelerde yaşattıkları vahşet o kadar keskindirki, silinmez bir mühür vurmuştur bu bölgenin insanına. Film boyunca savaşın garipliğe ile yüzyüze gelmiş ve savunmasız halkın şaşkınlığı ne yapacağını bilememezliğini görürüz. Tüm bunların yanında yardım isteyecekleri kişiler azaldıkça daha da mistikleştiklerini ve psikolojik olarak garipleştiklerini izleriz.

Filmde insanların büyük ahırlara toplanıp yakılmaları gibi, o dönemde o bölgede gerçekten yaşanmış bir çok olay mevcut.

Filmde profösyönel aktörlerin olmadığını, herkesin amatör olduğunu belirtelim. Filmdeki Florya karakteri, o dönemde yaşamış gerçek bir karakter ve onun yaşına uygun olan bir başrol kullanılmış filmde.

Film'in çekildiği bölge de, olayların yaşadığı bölgenin aynısı.

Filmi çok fazla anlatmak istemiyorum. Atmosferi çok farklı bir film ve ancak izlenirse algılabilir.

İzlenir mi?

Film çok gerçekçi bir yapıda. Hatta biraz fazla gerçekçi. Öyleki filmi izledikten sonra kabus falan görebilirsiniz. Şahsen filmi bir kere izledim ve bir daha izlemeyi düşünmüyorum ama herkes bir kere izlemeli bence.

Filmi izledikten sonra savaş filmi denince aklınıza bu filmin muhakkak geleceğini düşünüyorum.

Filmi izlediyseniz yorumda bulunursanız sevinirim.

---

Filmin Yönetmeni: Elem Klimov

Görsel Kaynağı: https://pixabay.com/en/adult-cute-face-female-girl-15814/