BALBU’YA MEKTUPLAR – KARANLIKLAR (ÜÇ)
Her gün yüzlerce insanın yanından geçip gidiyoruz, ne yaşadıklarından, kim olduklarından bihaber olduğumuz düzinelerce insanla aynı otobüsü paylaşıyor, yan yana oturuyoruz. Aynı karanlıklar sarıyor gecemizi, aynı güneş doğuyor sabahlarımıza. Ama aynı kubbenin altında bambaşka hayatlar sürdürüyoruz.
Ateş düştüğü yeri yakar deniyor ya hani Balbu, gelmiş geçmişlerin söylediği en doğru şey olabilir bu. Benim canım yanıyor Balbu, benim canım sahiden çok yanıyor ve ben yalnızca kendi acımı görüyorum. Elimde değil, tüm bencil insanlar gibi kendimi başkalarının acılarıyla karşılaştırırken buluyorum. Balbu ben kötü bir insan olmak istemiyorum, bu beni kötü bir insan yapar mı?
Çok yoruldum Balbu, sanki kumların üzerinde kilometrelerce yürümüş gibi yorgun bacaklarım, taşıyamıyorum ben bu bedeni. Bu beden bana yük, bu kafa, bu zihin, bu yürek bana külfet, dayanamıyorum. Gözlerim şehre değdikçe gördüklerime dayanamıyorum, boşluklarda göremediklerime dayanamıyorum, göğsüme dolan nefese dayanamıyorum Balbu, ben tükendim.
Çevremi, ruhumu saran karanlıklar çığlık çığlığa, susup dinliyorum, önümdeki uçurumun dibine olan yolun ilk adımını atmadan evvel, son bir kez. İçinden kulaklarıma ulaşan fısıltıları, haykırışları, ithamları dinliyorum. “Sen bu değilsin?” “Benim tanıdığım insan bu değil.” “Sen busun işte, sen ancak bundan anlarsın.”
Bu dünyanın güzelliklerini görmeye de dayanamaz oldu yüreğim, bazen ne güzel sokaklara katlanabiliyorum ne de güzel insanlarına, oysa beni bu raddeye getiren şehrin, insanların, dünyanın çirkinlikleri değil mi? Yoksa ben miyim? Kendime ihanet mi ediyorum Balbu, insanlar haklı mı, ben gerçekten bu muyum, yoksa ben bu olamaz mıyım? Ben yoksa bundan anlamıyor muyum? Ben kimim, ben kim? Ben artık hiçbir şey bilmiyorum.
Şimdi yeniden seni dinliyorum, yeniden benzer şeyleri hissediyorum ve yeniden acıyla inliyorum köşemde, sessizce. Uzun uzun izliyorum etrafımı saran duvarları. Yanımdan geçen insanları izliyorum, camın önüne konan kuşlara ekmek kırıntıları atıyorum arada sırada, ikide bir de balıklara yem vermeyi unutup ölecekler diye korkuyorum. Onların hiç oluşlarına da katlanamam Balbu, zaten hiç sevmiyorum.
Ben onları düşünüyorum, yanımdan geçen insanı düşünüyorum, arada sırada camın önüne konan kuşları düşünüyorum, ikide bir de unuttuğum balıkları bile düşünüyorum, ‘acabalar‘ armağan ediyorum onlara sürekli. Ceplerim boş ama acabalarım bir türlü bitmiyor Balbu, bitmiyor. Param bitiyor acabalarım bitmiyor, müziğim bitiyor acabalarım bitmiyor, günüm bitiyor acabalarım bitmiyor, gecem bitiyor acabalarım bitmiyor bir türlü. Ben bitiyorum, ya acabalarım?
Congratulations @geceradyo! You received a personal award!
You can view your badges on your Steem Board and compare to others on the Steem Ranking
Do not miss the last post from @steemitboard:
Vote for @Steemitboard as a witness to get one more award and increased upvotes!