Kaz Dağı - Yazı: Güneşin Aydemir - MAGMA DERGİSİ
Bir dağın canlı olabileceğini düşündünüzmü hiç? Ekosistem, habitat ya da bir yaşam birliği olarak değil ama.Bir başına, bir bütün olarak, nefes alıp veren, kendi içinde organları olan, tek organizma olarak bir canlıdan bahsediyorum.
Kaz dağının zirvesi Sarıkız isimli bölgenin efsanesi odurki, Sarıkız köyde
güzelliği ve aklıyla nam salmış bir kızdır. Gelgelelim bu kızın aklı fikri
dağlarda gezmek, kazlara çobanlık etmekmiş.Hal böyle olunca kızda
gönlü olanlar "bana yar olmayan kimseye olmasın" hesabıyla sarıkız
hakkında dedikodu çıkarmış. Sonunda köyün ihtiyarları Sarıkız'ın
babasına, kızını köyden uzaklaştırmasını, hatta dağda onu kurban
etmesini ve bunun kanıtı olarak da o malum kanlı gömleği getirmesini istemiş.
Dereleri kan damarları, suları kanı, ormanları akciğerleri, zirvesi kafatası; midesi, kalbi, öd kesesi olan tek başına bir canlı. Eminim her el değmemiş doğa parçası, her dağ benzer bir his veriyordur insana ama kaz dağı'nda buna emin olursunuz. Canlılığın ne demek olduğunu anlarsınız.
Acısından kahrolan baba kızını alıp dağa çıkmış.Elbette kızına kıyamamış
ve burada bir geyik keserek kızın gömleğini kana bulamış. Kızına kıyamayıp
yaşadığı kadar yaşasın diye serbest bırakmış
Dağı böyle bir canlı gibi görmeyip parçalarına bakınca insan, o zaman suların boşa aktığını, rüzgarın boşa estiğini, dağın içinde uyuyan minerallerin boşu boşuna oralarda beklediğini düşünebilir. O gözler için suların beslediği vadiler, türlü çeşit canlılar yoktur. Ormanların tohumlarını dağıtan rüzgar yoktur. Ağaçların canı yoktur.
Aradan zaman geçmiş. Sarıkız dağda dolaşanlara görünür, bazılarına sis
şeklinde iner yolunu kaybettirir, bazılarına yol gösterirmiş.Bunları duyan baba
kızının yaşayıp yaşamadığını kendi gözleri ile görmek üzere dağa çıkmış.
Bir bakmışki Sarıkız burada kazlarıyla dolanıp durur. Baba kız sarılıp hasret gidermiş.
Nitekim kaz dağı'nın tepeleri de, dereleri de, düzlükleri ve yamaçları da böylesi kem gözlerin tehdidi altında uzun süredir.
Babası, kızına su bulmasını söylemiş. Kız, dağın tepesinden elini uzatıp denizden
bir avuç su getirmiş. Babası suyun tuzlu olduğunu söylemiş. Bunun üzerine kız
topuğunu yere vurmuş, vurduğu yerden pınarlar fışkırmış. Babası o an kızının
ermiş olduğunu anlamış.
Altın madenleri, taş ocakları, termik santralleri, barajlarla ilgili onlarca proje var Kaz Dağı'nın üzerinde.
Fakat o, mağrur, o edalı, o kendinden emin.Günün gelmesini, devranın dönmesini beklemekte sessizce...
Yazı: Güneşin Aydemir
MAGMA DERGİSİ