Hüzünlü, Kabullenilmiş
Apartmanda bir kadın var, "teyze" diyorum. Ama aslında teyze denince akla gelenden daha genç. Enerjik ve hızlı da yürüyor, ama bir yandan da hafif kambur ve sağlıksız bir biçimde gibi gözüküyor hareketleri. Sosyokültürel açıdan ondan üstün ama aynı yaşta olan insanlardan en az 15 yaş yaşlı gösteriyor sanırım. Bütün gün apartmanın zemin katında veya bahçesinde ayakta geziniyor. Nerdeyse her saatte eve girip çıktım, gece absürd saatler dışında her zaman oradaydı. Tatsız ve soğuk apartman içinde, yalnız ve mutsuz; ama mecbur bir halde. Ev onu darlıyor sanırım, o da kendini dışarı atıyor, ama ne kadar dışarı atabilir ? Ancak apartman önüne çıkıyor, bazen de komşulara gidiyor, apartman yöneticisiyle muhabbet edip evine geri dönüyor. Her seferinde gözlemliyorum, daha çok acımama sebep olan olay ise bugün gerçekleşti. Bildiğim kadarıyla mental olarak çok da ileri olmayan bir kızı var. O da yaşıtlarına göre bir 10 yaş fazla gösteriyor; hal, tavır, kıyafet.Evinde başka kim yaşıyor bilmiyorum ama, bugün gördüğümde hızlı adımlarla apartmanın 10 metre önündeki çöp kutularına çöp poşeti atmaya gidiyordu. Attı ve hızlıca geri döndü, dönerken yollarımız kesişti. İlk defa kendi kendine konuşurken gördüm onu, birilerinden yakınıyordu, ama biriyle gerçekten konuşuyormuş gibi bir ses yüksekliğiyle. En son "artık allah beni alsa da kurtulsam" derken lafa karıştım, noldu teyze ? dedim. Kendi de mental olarak çok sağlıklı gözükmese de, daha önceki ufak merhabalaşma ve konuşmalarımızda konuşmaları daha normaldi, o yüzden şaşırmıştım. "Evdekiler beni mahvediyor" tarzı bir şey söyledi, yüklemi hatırlayamıyorum:
Öyle deme teyze, sen takma onları boşver
"Bıktım artık yavrum, zaten gebericem en iyisi bir an önce öleyim de şunlardan da kurtulayım"
Tekrar boşvermesini telkin edecek bir şey söylemeye çalıştım, ama ümidi kesmiş, giderken kendi kendine konuşmaya devam ederek "allah belalarını versin" diyordu. Yakından geçen başkalarına bakmadı bile, normalde bakar , selam verir. Ama her zaman yaptığı şeyi gene ihmal etmedi, bir anne sevecenliğiyle benle olan diyaloğunun sonuna ekledi:
"haydi görüşürüz canım"
Titrek ve mutsuz, ama kendinden emin şekilde hayal edin. İyi akşamlar yerine "görüşürüz" demesi bende azıcık bir rahatlama yarattı. Her zaman yakınırız ama bir şekilde yaşam devam eder, teyzeye de bir şey olmaz gibi hissettirdi çünkü. Ama kendi dediği gibi bu dünyadan göçerse, acaba daha mı mutlu olucak? Belki de rahat edecek?
Zaten doktorun verdiği tansiyon ilacı da alerji yapıyormuş, o yüzden yeni verdiği ilacı denemeye korkuyor. Ah teyzem, hayat bazen acımasız işte, ya da bazılarına...