Osmanlı'ya ilk bisikletin gelişi ve bitcoin
Mahallemize ilk velespitin geldiği zamanı hatırlıyorum. Askerin dükkânımızın önünden velespitiyle her geçişinde, çocuklar sevinçle bağırarak peşinden koşarlardı. Kadınların pencerelerden perdeleri sıyırarak hayranlıkla izlemelerini, erkeklerin evine ruhsatsız bir yabancı girmiş gibi seyretmelerini ve amcaların çatık kaşlarla bakışlarını celp eden, gümüş gibi parlaması ve büyükçe ön tekerlekleriyle, beni de heyecanlandırırdı.
Kahvehanede bazen ateşli tartışmaların konusu yeni icatlardı. Nispeten yaşlı olan bazı amcalar, “Bu filibit denen gâvurun icadı bizi bozacak ” derken, bazıları da “Şeytan icadı” diyerek gençleri uyarmaya çalışırlardı. Bu tartışmalara katılmaktan kaçınırdım, amma pek eğlenceli buluyordum ki, bazen sadece hoş vakit geçirmek için bir kenarda oturup dinliyordum.
Bir defa sokaktan yine velespit geçiyordu ve amcalardan biri yanıma sokularak, “Bak şuna, bütün hatunlar ve çocuklar meraklı. Yarın çocuklarım bana da bir filibit derlerse, daha da kötüsü kadınlarımız da bu aleti kullanmaya kalkarsa vay halimize…” demişti.
Haksız da değillerdi belki, bu velespitin üstünde oturmak o zamanlarda bize pek garip ve edepsiz görünürdü… Sonraları velespitin sayısı çoğalmaya başladı.
Osmanlı'ya ilk bisikletin gelişi konusunda yaptığım bir araştırma sonucu böyle bir hikaye canlanmıştı göz önümde. Bugün çok sıradan bir şeydir. Yenilikleri hep yavaş ve şüpheyle kabullenmiş bu toplum blokzinciri, dijital para gibi teknolojileri nasıl kabul edecek? 80 milyon nüfusu olan ve bir tarafı Avrupa'ya komşu, dünyanın her tarafına göçmenler göndermiş, her taraftan iletişim içerisinde olan, genç nüfusunun da çok olduğu bir ülkede hâlâ bitcoin, ethereum, litecoin gibi dijital paraların pek duyulmamış ve kullanılmıyor olması ilginç değil mi? Acaba toplumsal yapıdan mı kaynaklanıyor?
Güzel yazı ve beklenmedik bir bağlantı. Neden digital paralar yeterince duyulmuş değil mi Türkiye'de?
Türkiye'de bir çok genç arkadaşlara soruyorum duymamışlar, zaten mainstream haber kanalları ve gazetelere pek konu da yapılmıyor. Ama gençler en azından sosyal medyadan öğrenmesi gerekir diye düşünüyorum.
Toplum olarak alışılanı devam ettirmeye meyilliyiz. Yeniliği keşfedip öğrenme dürtüsü yok. Bu yeni bir şeyde değil üstelik. Osmanlı zamanında da böyleydi genelde.