Kendi kendini gerçekleştiren kehanet
Roma'lı şair Ovid'in hikaye ettiğine göre eski Kıbrıs'ta yaşayan bir heykeltıraş varmış. Heykeltıraşın ismi Yunan mitolojisinde Pygmalion diye geçer. Rivayete göre Pygmalion filin kemiğinden bir kadın heykeli yapar. Heykel öyle gerçekçi bir şekilde çıkar ki ustanın kendisi her gün oturup saatlerce izliyormuş. Zamanla Pygmalion hayattaki diğer kadınlara olan ilgisini dahi kaybeder ve yaptığı heykele aşık olur.
Afrodisia festivali gününde, Pygmalion, Afrodita (Yunan mitolojisinde sevgi ve güzellik tanrıçası) altarının önünde çekinerek, sessizce bir dilekte bulunur. Kendisine heykeline benzeyen bir kadının denk getirilmesini ister. Sonra evine döner ve heykelini öper, bir anda heykele can gelmiş gibi kıpırdama hisseder. Pygmalion'un dileği kabul edilmiştir. Can gelen bu heykele Galata diye isim takılır. Pygmalion, Galata ile evlenir mutlu bir hayat yaşarlar ve Pafos adında bir çocukları da olur...
Buna benzer bir başka efsane de Yahudi mitolojisinde vardır. 16.cı asırda Prag'lı bir haham Loew ben Bezalel, Prag'daki Yahudi gettosunu ırkçı saldırılardan koruması için balçıktan insan formuna benzer bir golem yapar. Golemin anlamı amorf, şekilsiz balçıktan yapıldığı anlamına gelir. Sonra ritüellerle ve dileklerle heykele can getirilir. Golemin adı Yossele denir. Golemin her Cumartesi günü dinlenmesi gerekiyordur, o yüzden Cuma akşamları haham tarafından etkisizleştirilmesi gerekir. Bir Cuma günü haham Loew bunu unutur ve Golem vahşi bir yaratığa dönüşerek koruması gereken insanları öldürmeye başlar. Haham Loew Golemle savaşarak onu etkisiz hale getirir ve Golem parçalanarak yere yıkılır.
Bu masalları anlatmamın sebebi, ikisi de günümüzde kendi kendini gerçekleştiren kehanet, veya beklenti etkisi dediğimiz olgulara, hatta bilimsel çalışmalara isim olarak takılmıştır.
1968 yılında Amerika'lı iki psikolog R. Ronethal ve L. Jacobson, bir okulda bilimsel bir çalışma yaparlar. Araştırmak istedikleri konu, öğretmenlerin öğrencileri hakkındaki kanaatlerinin, güven ve ilgilerinin öğrencilerin derslerdeki başarılarına nasıl etki ettiği ile ilgili. Sınıfta bir IQ testi yapılır, düşük ve orta puan alan bazı öğrencilerin isimleri "bunlar aslında çok zeki, ama biraz zamana ihtiyaçları var" diyerek öğretmenlerine verilir. Aslında düşük puanlı bu öğrenciler tamamen rasgele seçilmiştir, özel bir durumları yoktur. Eğitim senesinin sonunda tekrar bir IQ testi yapılır. Çok ilginç bir sonuç alınır. Gerçekten de isimleri verilen çocukların çoğunda puanlar yüksek çıkar. Kısaca anlattığım bu çalışmaların neticesinde, öğretmenin öğrenciye olan bakışı, güveni ve ilgisi ne kadar iyiyse, yüksekse öğrencilerin de derse olan ilgisi ve gayretleri artıyor ve o kadar çok başarılı oluyordu.
Bu olgular daha sonra başka alanlarda, iş hayatında, şirketlerde, değişik organizasyonlarda patronların çalışanlarına olan ilgisi konusunda da yapıldı, ve Pygmalion etkisi dendi. Diğer bir olgu da, bunun tam zıddı olan yani patronlar ne kadar az güvenir, ne kadar az ilgi gösterirse çalışanların başarı ve performansları o kadar zayıfladığı da görülüyor ve buna da Golem etkisi deniyor. Büyük çapta baktığımız zaman liderlerin kendi takipçilerine inanması, güvenmesi, onlara pozitif bir etki yapar ve liderin istediği gibi davranmaya başlarlar. Devletler, milletler çapında da böyle etkiler vardır. Buna kendi kendini gerçekleştiren kehanet deniyor.
Tersten bakarsak, halkın kendisi mi "kahramanını" ortaya çıkarıyor?
P.S: Batının günümüzdeki medeniyetinde, dünyaya bakışında eski Yunan mitolojisinin ve Roma geleneğinin etkisinin olduğu ilmi çalışmalarında ve düşüncelerinde böyle görülebiliyor.