NİTELİK vs NİCELİK (Hangisini tercih edersiniz?)
Sosyal medyada yapılan paylaşımlar hakkında tercih ettiğiniz nicelik mi yoksa nitelik mi diye sorsam, birçoğunuzun vereceği cevap tahmin ediyorum ki nitelik olur. Buna ben de çoğu zaman nitelik olarak cevap veririm. Ama bazı zamanlar geliyor ki nicelik kavramı nitelik kavramını geride bırakıyor, üstüne oturuyor ve yok ediyor.
Bir YouTube kanalım var. Kendi tabirimle "Butik YouTube" topluluğunun bir parçası olduğum bir kanalım. Yaklaşık on yıla yakın yabancı YouTuberları izliyorum ve birçok farklı kanalla karşılaştım. YouTube her ne kadar şu an kamera karşısına oturup, video çekme olarak algılansa da bence bundan çok daha fazlası. Türkiye YouTube henüz bu statüye bana göre ulaşamamış olsa da, yurt dışında takip ettiğim kanallardan gördüğüm şu ki; YouTube bir kişilik işi. Her kanalın kendine özgü bir karakteri var ve bu karakter insanları kendine çeken şey, insanları kanala bağlayıp, her videosunu izleyip, beğenmeye ve yorum yapmaya iten şey.
Yurt dışında tanıştığım, yine yurt dışında YouTube yapan birkaç arkadaşımla geçenlerde bir muhabbet ettik çay eşliğinde. Türkiye YouTube ve (bizim içinde bulunduğumuz konumda) Amerika YouTube. İkisi arasında birçok farklılık var elbette. Yıllar önce Amerikan YouTuberları izleyerek başladığım YouTube serüvenimde izleyici gözünde olan farklılıklara cevap verebilirim ben. Arkadaşlarım ise işin daha markalar, reklam ve sponsorluk işlerine cevap verebiliyordu orada yaşadıkları ve orada YouTube yaptıkları için. Şunu söyleyebilirim ki Türkiye YouTube genel olarak geriden takip ediyor ve bu benim gibiler için Türkiye YouTube geleceğinde neler olabileceğine dair çıkarımlar yapmama neden oluyor. Bu bir noktada güzel bir şey, kendimi ona göre hazırlayabiliyorum. Yine de çoğu zaman şevkimi kıran, yaptığım şeyden vazgeçmeme neden olan durumlarla karşılaşabiliyorum.
Öncelikle şunu kabul edelim; YouTube üzerinde video hazırlayan kişilerin çok çok çok çok az bir kısmı bunu "hobi" olarak yapıyor. Geri kalan kısım ise buradan bir gelir elde ettiklerini fark ettikten sonra bir iş olarak görmeye başlıyor. Bazı arkadaşlarım var bu YouTube işini iş olarak görmediklerini ve sadece hobi olarak gördüklerini söyleyen ama dediğim gibi bu durum bana göre çok nadir rastlanan bir durum. Ve siz YouTube'u bir iş olarak yapıyorsanız, buraya yapacağınız yatırımları iyi ayarlamanız gerekiyor. Kamera, ışık, ses, kurgular, dekorlar... En önemlisi ise ZAMAN. Evet her ne kadar şu an Türkiye Trendlerde telefonu ile çektiği vloglarla, içerik, kurgu, göreceli "emek" olmadan milyonlara ulaşan kişiler görsek de bana göre bundan çok daha fazlasını hak ediyor YouTube.
Bu noktada işin içerisine markalar giriyor. Markalar, ürünlerini daha büyük kitlelere duyurma çabası içerisinde uygulayacakları politikaları seçerken birkaç noktayı her zaman listenin en üstünde tutturuyorlar. Bunlar; abone sayısı, takipçi sayısı ve bir arkadaşın tanıdığı mı olup olmadığı. Bu üçlü arasına içerik ve nitelik çoğu zaman girmiyor. Giremiyor. Markalar bunlara göre yatırımlarını yapmaya başlayınca, "içerik üreten" kişiler şu anki tarzlarında videolar çekerek bile kazanç elde edebildikleri için kendilerini geliştirme ve bir sonraki noktaya taşıma düşüncesine girmiyorlar. Değişen tek şey, daha iyi görüntü kalitesine sahip kameralar almak ya da daha iyi ses kalitesine sahip mikrofonlar almak oluyor.
İşte tam da bu nokta benim gibi işe başlarken biraz daha farklı noktalardan giren kişiler için zor olabilir. Bunu kesinlikle bahane olarak söylemiyorum ve neden bahane olarak söylemediğimi de birazdan açıklayacağım. Dediğim gibi YouTube konusunu iş olarak düşünen kişiler için kontrolünü iyi yapmaları gereken bir nokta var, o da ZAMAN. Video düşünmek, senaryo hazırlamak, çekim yapmak ve bu çekimi montajlamak, paylaşmak, altyazı eklemek... Bunların hepsi zaman alan şeyler ve eğer siz YouTube yapmanın yanı sıra okula gidiyorsanız ve bir de part-time olarak bir şirkette çalışıyorsanız zamanlamanızı çok iyi yapmanız gerekiyor. Haliyle yaptığınız videoların size bir noktada getiri sağlaması da gerekiyor ki yaptığınız işe devam edebilesiniz.
Geçenlerde Altın Kelebek Ödül Töreni düzenlendi ve ilk kez yeni bir kategori açıklandı: En iyi YouTuber ve Instagramer. Bu bence çok güzel bir şeydi, çünkü sosyal medya artık TV ve sinemayı da etkisi altına alan ve iyi kullanıldığında en az onlar kadar "önemli" olan bir mecra. YouTube yurt dışında mini dizi serilerine ya da film çıkarımlarına başladı YouTube Red üzerinden. Ve içlerinde uygulanan, kullanılan prodüksiyonlar ciddi maliyetleri olan ve bir sinema filmi statüsünde olan şeyler. Ne için, sadece bir YouTube videosu için? Türkiye'de böyle düşünülse de orada böyle düşünülmüyor işte. Her neyse, en iyi YouTuber ödülünü alan arkadaşın ödülü neden aldığını bariz bir şekilde görebiliriz açıkçası. İçerikten dolayı mı, "çok çalıştığından" dolayı mı yoksa çok fazla abone sayısına sahip olduğundan ve aday gösterilmeyen ama onun arkadaşı olan çok sayıda abone sayısına sahip kişilerin ona oy verilmesi için sosyal medyadan paylaşımlar yapmasına mı? Cevabı size bırakıyorum.
Aynı platformda aynı işi yapan kişiler olduğumuz için kendisini yargılamayacağım elbette, sadece bazı durumlara ve konulara yanlış çerçevelerden bakmamak gerektiğini düşünüyorum. Bir başka YouTuber arkadaşım bu ödülü çok hak ettiğini çünkü her gün video paylaştığı ve çok çalıştığını öne sürdü. Bu noktada şunu söyledim; "çünkü bir gelir kazanıyor ve bu gelir hayatını devam ettirebilecek seviyede ve tüm zamanını buna ayırabiliyor. Ben bu olmamasına rağmen haftada üç kez video koyuyorum (ondan sadece iki az) okula gidiyorum, sınavlara giriyorum, üç gün işe gidip oradaki etkinliklerin organizasyonunda rol alıyorum. Eğer tüm zamanımı ve gelirimi YouTube'a ayırıyor olsam ne gibi sonuçlar çıkabilirdim tahmin edebilirsiniz." Bu noktada şu tekrar yüzüme çarpıyor;
NİCELİK NİTELİKTEN DAHA ÖNEMLİ!
Kabul etmek istemesek de böyle. Diğer insanlar için de markalar için de böyle durum. Ne kadar çok abone sayın var, ne kadar çok takipçi sayın var o kadar "başarılısın" ama bu noktada bize bir seçim yapma hakkı tanınıyor. Ya biz de niceliğe önem verip, kişi sayısını arttırdıktan sonra yapmak istediklerimizi yapmaya geri döneriz, ya da asla karakterden ödün vermeyip hiçbir gelir elde etmeden bir şeyler üretmeye devam ederiz? Siz neyi seçersiniz?
Sanırım birçok noktaya değinerek, biraz uzun ve biraz yüzeysel bir yazı oldu ama umarım vermek istediğim noktayı alabilmişsinizdir. Sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz? YouTube Türkiye'yi takip ediyor musunuz? Ne düşünüyorsunuz? Neler yapılabilir yanlış durumları düzeltebilmek için.
Merhaba, aramıza hoşgeldiniz :)
@turbot !welcome
Merhaba @codymehmet,
Steem dünyasına hoşgeldiniz. Yeni bir kullanıcı olarak bilmeniz gereken
birkaç konuyu sizin için derledik.
Kullanım
İçerik üretirken dikkat edilmesi gerekenler
Botlar
Botlarda kullanmanız üzere size 0.002 SBD yolladım. Bazı botları kullanıp yazılarınıza oy almak için bu yazıyı okuyabilirsiniz.
Ayrıca, Steemit Türkiye discord sunucusu üzerinden bize anlık olarak ulaşabilir, tr topluluğuna aktif olarak destek verebilir, merak ettiklerinizi sorabilirsiniz.
merhaba güzel paylaşım olmuş , hosgeldin
Congratulations @codymehmet! You received a personal award!
Click here to view your Board of Honor
Congratulations @codymehmet! You received a personal award!
You can view your badges on your Steem Board and compare to others on the Steem Ranking
Vote for @Steemitboard as a witness to get one more award and increased upvotes!