Evrim | Evolution
Bu gönderi Türkçe Bilim etiketi altında düzenlenen yarışma için hazırlanmıştır. Sizleri de katılmaya davet ediyorum.
img src
Evrim Kuramı / Teorisi / Yasası / Kanunu ?
Bu yazıda sizlere hayatımızı en çok değiştiren bilimsel gelişmelerden birisi olan evrimden bahsedeceğim.
Nedir bu evrim? Neden bu kadar spekülasyona yol açmıştır? Sığ düşüncelerin söylediği gibi maymundan gelmek midir yoksa bunun derinliği var mıdır? Bilim tarihinde bir etkisi var mıdır?
Evet. Ben bilimsel makale yazmaya alışık olmadığım için biraz captainsailor tarzında bir makale okuyacaksınız. Keyifli okumalar dilerim.
Evim, bir doğa yasasıdır. Doğa yasası demek ise bunu bizim öğrenmemiz gerektiğini ve doğayı anlamak için bir teori ortaya atmamız gerektiğini ortaya sürer. Dolayısıyla incelemeye devam edelim.
Yer Çekimi Yasası ile evrim sürekli olarak karşılaştırılıyor çünkü bildiğiniz gibi birisinin isminde yasa, diğerinin isminde teori var. Ne yazık ki cahil halklarca ve işine gelmeyen, çeşitli siyasi çıkarlardan dolayı insanları yönlendirmek isteyen kesimler bunun arasındaki farkı açıklarken; ''Evrim sadece bir teoridir canım... Meymundan mı gelmişiz saçmalayın.'' derler. Bu argümanlarının güçlü olduğunu da düşünürler, canlarım.
Buna istinaden Evrim'i anlamak için bolca okuma yapmak gerekir. Bu okumalar hiç bir zaman bitmez. Bilim bitmez çünkü ve her gün yeni bir şey öğrenmek mümkündür. Her hafta yayınlanan dergilerde evrim ile ilgili bilgiler öğrenebilirsiniz.
Neden gözümüz var, nasıl oluşmuş? Neden uzun bacaklı kadınlardan hoşlanıyoruz? Neden kaslı erkekler daha çekici geliyor? Neden ve nasıl şu organımız oluşmuş ve bu organımızı artık kullanmıyoruz?
Bu tarz sorulara cevap verecek bir çok önerme, teori mevcuttur. Bunlardan Doğal Seçilim Teorisi gibi, insanların ilgisini çekmeye devam eden ve tarihin gidişatını değiştirenler ise, bugün konuşacağımız şeydir.
gif src
Tarihteki Etkisi
Yapılan bilimsel araştırmalarda kısıtlı zaman, insan ömrünün göreli olarak kısa olması büyük bir problemdir. Bir deney yaparken, denek, yani diyelim ki bir fare, belirli bir sayıda üreyebilir. Ama diğer bir yandan hayat döngüsü kısa olan bir canlı, bir bakteri daha fazla sayıda üreyebilir.
Tarih boyunca bu bakteriler üzerinde yapılan deneyler ile insanlar şunu anlamıştır. Bakterinin atasında yapılan bir değişiklik, sonraki nesilleri etkilemektedir.
Bunun karşısına çıkan her hangi bir siyasi düşünce olmamıştır. Çünkü bu, çok net bir şekilde kanıtlanabilmektedir ve ucu doğrudan insanlara dokunmamaktadır.
Bilimin gelişmesiyle ve arkeoloji çalışmalarının artmasıyla, insan neslinin de atalarının üzerinde gerçekleşmiş olan değişimlerden etkilendiğini ve bu değişimlerin genler yoluyla bir sonraki nesle aktarıldığını bulduğumuz zaman ise, işler karışmıştır.
Siyasi ve dini kuruluşlar, insanların yaratılışına ters olan bir düşünce olarak görmeye başlamıştır evrimi. Hatta dolayısıyla bilimi.
Böyle bir durum ile karşı karşıya kalan bilim adamları, dinsiz, kafir denilerek işlerine el konulmuş, çalışmaları yakılmıştır. Üstelik laboratuvarları yakılmış ve parçalanmıştır.
Bu, kişinin yaptığı çalışmaların uzamasına ve insanlığa yapacağı katkıların gecikmesine sebep olmuştur.
Hayatımızı kökten değiştiren bu teori, ilaç sanayisinde ve biyolojide çok dikkatlice incelenmeye başlamıştır. Bunun sonucu olarak bir çok aşı mümkün olmuştur.
İnsanların organları daha iyi anlaşılmaya ve hayvanlar üzerinde yapılan deneyler, bir veya bir kaç hayvan üzerinde değil de, bir kaç nesil üzerinde yapılmaya başlanmıştır.
Çünkü bilim adamları bir sonraki nesilde neler olacağını gördükleri zaman, daha verimli bir iş yaptıklarını öğrenmişlerdir.
gif src
Tarihin Etkisi
Bu bilgiler, bir anda insanların keşfettiği bilgiler değildir. Yılların birikimiyle, çeşitli siyasi baskılara rağmen birikerek ortaya çıkmış ve cesur bilim adamlarının yazdığı kitaplar ile günümüze gelmiştir.
Çok eski zamanlara dayanan bu evrimsel biyoloji konusu, Anaximander'e kadar uzanır. MÖ 610 ile 546 yıllarından bahsediyoruz. Hatta kendisi, canlıların önce suda sonra karada yaşadığını iddaa etmiştir. Düşünün, ta o yıllarda...
Yani, teoride olduğu gibi zaman, teorinin kendisini de etkilemiştir.
Ardından Empedokles, Aristotales, Platon, Zhuangzi, Titus Lucretius Carus, Ebu Osman Amr bin Bahr Kinani el-Fukaimi el-Basri, İbn-i Haldun, Thomas Aquinas, Gottfried Leibniz... gibi isimlerini yazmazsam utanacağım ama çok fazla yazarak da sizleri sıkmak istemediğim bilim adamı evrim üzerinde fikirler ve çalışmalar yapmıştır. Günümüzde ise en popüleri Charles Darwin'dir. Ama Charles Darwin'in öne sürmüş olduğu görüşler sansasyonel olduğu için bilim dünyasınca hızlıca araştırılmış, günümüzde bir çoğu geliştirilmiştir ve bir kısmı da rafa kaldırılmıştır.
"Ben bu, her küçük değişimi, eğer ki yararlıysa koruyan prensibe, Doğal Seçilim adını veriyorum."
Charles Darwin
gif src
Hayatımızı En Çok Değiştiren Bilimsel Gelişme
Tamam, bir pokemon gibi evrimleşmiyor olabiliriz. Fakat hayatımızı en çok değiştiren bilimsel gelişmelerden birisidir evrim teorisi. Elbette bir yer çekimi olmasa bile, hem siyasi açıdan, hem dini açıdan dünya halkının gidişatını değiştirmiş bir teoridir evrim.
Bu teoriyi araştıran ve öğrenen insanlar, varlığını ve hayatının amacını daha çok sorgulamaya başlamıştır.
Teoriden rahatsız olan kilise ve çeşitli dinler, insanların göz kırpılmadan öldürülmesini emretmiştir.
Bunun dışında en çok bilinen emir ise, dünyanın düz olmadığını öne süren, yuvarlak olduğunu öne süren bilim adamları için verilmiştir.
Fakat evrim teorisi ile uğraşan insanlar, hatta bu konuyla ilgili kitapları evinde bulunduran halk bile suçlu sayılmış, dinden çıkartılmış, siyasi oluşumlardan dışlanmıştır.
Bunun en büyük sebebi, yüz yıllardır öne sürdükleri kendi yaradılış masallarının çürütülmesi korkusudur. Bağnazlıktır. Yobazlıktır.
Bilimde yobazlığa yer yoktur. Evrim hakkında sokakta konuşmak ne yazık ki kolay değildir. Aslında gerekli de değildir. İnsanlar cahil yaşamayı ve ölmeyi tercih edebilirler. Fakat, bu konuyu eğitim sistemlerinden çıkartan siyasi rejimler, bilimle ters düşmektedir. Umarım bu konular ülkemizde de gerektiği şekilde işlenip, dünyaya başarılı bilim adamları katmamıza yardımcı olur.
Günümüzde evrim teorisini çürütebildiğini idda eden bir kısım insan vardır. Fakat bu, yer çekimi teorisini çürütmek gibi bir şeydir. Doğaya ait bir yasayı çürütmek, mümkün değildir. Komiktir. Evrim teorisi, kuramı, evrimin nasıl olduğunu açıklamaya çalışan ve sürekli olarak gelişen bir kuramdır. Bilim her zaman gelişmeye devam edecektir. Evrenin kuralları, doğa yasaları değişmediği sürece bu teoriler de çürümeyecektir.
img src
Neden Diğer Bilimsel Gelişmeler Değil Ama Evrim?
Kulağınızın nasıl çalıştığını ve neden oluştuğunu öğrenmek mi istersiniz yoksa hemen telefonu mu icat etmek istersiniz? Tamam tamam, telefon dediğinizi duyar gibiyim.
Peki, köpeğinizin nereden geldiğini, eskiden nasıl göründüğünü ve atalarının ne yaptığını bilmek istemez misiniz? Sizin atalarınızın ne yaptığını ve nasıl yaşadığını gerçekten öğrenmek istemez misiniz? Bunun için zaman makinesi mi yapmak daha mantıklı yoksa geçmişin kalıntıları ile öğrenmeye çalışmak mı?
Nedeni şu aslında. Şöyle düşünün, elektrik olmasaydı bilgisayarların bulunması mümkün olmayacaktı. Teknoloji geride kalacaktı. Fakat, insanların elektriğe ihtiyacını, elektriğin neden bulunduğunu evrim açıklayabilir. Hatta bazı canlıların kendi kendine elektrik üretmesi biyolojinin çalışmasıdır. Özellikle de denizlerin diplerinde yaşayan canlıları düşünün. Ürettikleri elektrik nereden geliyor? Bunu nasıl yapıyorlar? İnsanlar da bunu yapabilir mi?.. gibi soruları sordurmak için ideal canlılardır.
Yani kısacası evrim ile birlikte hastalıkların tedavisi daha tutarlı bir şekilde bulunabilmektedir.
İnsanlar, doğayı incelerken boş bir gözle değil, acaba bu ne amaçla orada diye sormaktadırlar. Böylece zaten var olan bir şeyi incelemenin üstünde, oraya nasıl geldiğini ve gelecekte nasıl olacağını da sormaya devam ederler.
Diğer bir yandan penisilin gibi müthiş bir buluş söz konusu.
Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, merkezsiz teknolojiler, açık kaynak, robotik, silah sanayisi... bunların sonucunda varılacak noktanın nükleer savaş olduğunu düşünen bir çok insan vardır. Hatta buna önlem almaya başlayanlar bile vardır. Böyle bir savaşın olması durumunda, mutasyonlar çok hızlanacaktır ve gözümüzün önünde (eğer ölmezsek) evrimleşen canlılar olacaktır. Normalde belirli bir zorluğa karşı geliştirilmesi gereken organın ortaya çıkması bir kaç yüz yıl, bin yıl alırken, bu 200 seneye falan düşebilir. Tabii bu anlattıklarım benim şahsi fantezilerimdir. Bilim değildir.
img src
Gelecekte İnsan
Bu konu asla bitmek tükenmek bilmeyecek, insanlık yok olana kadar konuşulacaktır. Geçmişimiz hakkında öğrendiğimiz her şey, geleceğimizi etkilemeye devam edecektir. Öğrendiklerimiz bir birikim olarak kalacak fakat teknolojinin gelişmesiyle insanlar da değişecektir.
Kök hücre teknolojisi ile birlikte, yeni buluşlar, evrimsel süreçler üzerinde de çalışılarak oluşturulmuştur. Bunun aksi mümkün değildir.
Moleküler Biyoloji ve Genetik çalışmaları yapılırken, Stem Cells ve genom'un dili anlaşılmaya çalışırken evrimde öne sürülen sorular sorulmaktadır. Böylece yapılan testler, çalışmalar daha hızlı bir şekilde başarıya ulaşmaktadır. Mutasyonlar ancak bu teorilerin zamanında tartışılıp, günümüzde geliştirilmesiyle ve deneyler yoluyla anlaşılmaktadır.
Peki, gerçekten sorumuza gelecek olursak gelecekte ne olacak?
- Teknolojik gelişmeler ve yapay organlar ile çoğumuz, elektronik organlara sahip olacağız.
Kalp, kulak hatta daha belkide derimiz nanoteknolojik olarak geliştirilecek. - Derimize işlenen teknoloji ile uzayda adaptasyon sağlamak için, belki de fotosentez yapabilmek için geliştirileceğiz.
- Bugün kaldırabildiğimiz ağırlıkların çok daha fazlasını kaldırabilecek, bir iş yaparken daha az yorulacağız.
- Askeri sistemler geliştirilecek ve bir asker, sahada bacağı koptuğu zaman, yeni bir mekanik bacak takıp savaşmaya devam edebilecek.
- Uzayda, bir yerinize zarar geldiği zaman bunu gidip bir satıcıdan alıp değiştirebileceksiniz. Mesela gözünüze uzay tozu kaçtığı zaman veya bir uzak köpeği size saldırıp bacağınızı yakaladığı zaman, bir satıcıya gidip yeni bir bacak alabileceksiniz.
- Uçan kaçan insanlar olması için daha zamana ihtiyacımız var. Ayrıca size eklenen teknolojileri besleyecek enerjiye de ihtiyacımız var.
- Başka bir teoriye göre insanlar kendilerini sanal ortama aktarabilecekler ve sonsuza dek yaşayabilecekler. Böylece evrimlerinin sonuna gelecekler.
İleri Okuma
Öncelikle yukarıda kendi sahip olduğum kitapların da fotoğrafını çekerek gönderiye bir sıcaklık katmak istedim. Bu kitapları okuyabilirsiniz. Her birinden bir çok şey öğreneceksiniz.
- National Academy of Science Institute of Medicine (2008). Science, Evolution, and Creationism. National Academy Press. ISBN 0-309-10586-2
- Futuyma, Douglas J., ed. (1999). "Evolution, Science, and Society: Evolutionary Biology and the National Research Agenda"
- Darwin, Charles (1859). "XIV". On The Origin of Species
- National Academy of Science Institute of Medicine (2008). Science, Evolution, and Creationism. National Academy Press.
İnsanın maymunun evrilmesiyle değil de evrimin oluşturduğu kollardan biri olarak biliyorum. Yani x türü evrilip hem maymunu hem insanı oluşturdu. Maymun insana evrilmedi.
Ben bu şekilde okumuştum
Bilimsel gerçeklerden daha farklı bir şey söylemedim ben de :)
Ben koyduğun değişken görsele dayanarak yazdım :)
Primatların günümüz maymunlarının atası olduğu doğrudur, benzemesi normal evet :)
Okuma listesine Alfred Russel Wallace'ın ilgili kitaplarını eklemek isterim izninizle, Darwin'e benzer gelse de Wallace zayıf ve güçlünün bir arada kendilerine özgü bir uyum yarattığını söyleyerek ondan ayrılıyor.
Evrim teorisi "maymundan türedik" cümlesine indirgenemeyecek kadar geniş bir konu, araştırılması ve tartışılması gerekiyor.
Kendi tarzınızla çok güzel bir çalışma hazırlamışsınız, teşekkürler
Ben de bunu söyledim zaten ''evrim teorisi bu kadar basit değil'' diye uzun uzun yazdım, acaba anlaşılamayacak kadar karışık mı yazmışım 2 kişi de benzer yorumlar yapmış :D Onu söyleyenlere gönderme yapmıştım.
Öneriniz için teşekkürler, ben de inceleyeceğim mutlaka :)
Evrim konusunda o kadar sık ve yanlış kullanılan bir cümle ki sizin yazınıza ek bir vurgu daha yapma gereği hissettim :)
Kesinlikle öyle :)
Önce canlıların neden var olduğunu
Sonra doğanın tek bir canlı türü yerine neden on milyarlarca çeşitte canlılığı tercih ettiğini
Daha sonra da Adaptasyonun gerçekten ne olduğunu
Sorgulamaya başladığın an, işte o an içine girmiş olduğun yolun seni evrimi mecburen anlaman gerektiğin sonucuna götüren bir yol olduğunu idrak ediyorsun :)
Bu arada @captainsailor ! Bu yazının süper bir post olduğunu biliyorsun değil mi?
Çok teşekkür ederim! :)
Quraturk tr etiketi altında paylaşılan kaliteli ve orjinal içerikleri tespit edip ödüllendirmeyi hedefleyen bir kürasyon projesidir. Yazınız @turkcebilim 'in düzenleniği yarışmada 1. seçilmiş olup, günün seçilen yazıları arasında yerini almıştır.
Quraturk hakkındaki tüm sorularınızı discord üzerinden sorabilirsiniz
Bu yorumu ya da günlük Quraturk postlarını oylayarak projeye destek olabilirsiniz.