Sonuca Gitmek İçin Bir Kapıyı Kırk Kez Mi Çalmalı, Yoksa Kırk Kapıyı Birer Kez Mi?

İnsanın başarı yolunda karşısına çıkan, zorlu tercih noktalarından biri de kararlılık-esneklik ikilemidir. Eğer önümüzde kırk kapalı kapı olsaydı: Bir kapıyı kırk kez mi çalardınız, yoksa kırk kapıyı birer kez mi? Kararlı olup tek bir seçeneğe yüklenmek mi, esnekli gösterip öteki ihtimalleri yoklamak mı? Hangisi daha doğru?

Bazı insanlar odaklanmanın ve kararlılığın gücüne inanır, bir kapıyı kırk kez çalar. Bazıları ise esnekliğin ve bol seçeneğin gücüne inanır, kırk kapıyı birer kez çalar. Hem kararlı hem esnek olanlar, hayatını o yola adar, kırk kapıyı farklı şekilde çalar. Tabi böyle bir durumda başarısız olma ihtimali çok düşüktür.

Resim Linki

Ulaşmak istediğiniz hedefe yönelik bir denemeniz sonuçsuz kaldıysa önünüzde başka seçenekler açılır:

• Aynı kişiye farklı şekillerde yaklaşabilirsiniz
• Farklı kişilere aynı şekilde yaklaşabilirsiniz.
• Farklı kişilere farklı şekillerde yaklaşabilirsiniz.

Yaklaşımınızı değiştirme esnekliği göstermeniz çok kritik bir başarı tutumu ve tekniğidir. Kullanılan bu tarzlardan hangisinin doğru olduğu kişiye, yere ve "duruma" göre değişir. Kendi aklınızı, sezgilerinizi başkalarının deneyimlerini ve kitaptan öğrendiklerinizi kullanarak önümüzdeki somut durumun gereklerine göre bir karar vermelisiniz. Kararlarınızın verildiği andaki doğruluğu ya da yanlışlığından çok, seçimlerinizin sonuçlarını hızlı görüp, gerektiğinde pozisyon değişikliği yapabilmeniz sizi başarıya götürecektir.

Hepimiz hem kararlı hem de esnek bir tarz geliştirebiliriz. Hedefte kararlılık, yaklaşım ve yöntemde esneklik göstermek idealdir. Yönünüzü sabit tutup yol ve yöntemleri gerektikçe değiştirmek güçlü bir başarı yaklaşımıdır. Kararlılık, irade gücü ve dayanıklılığa; esneklik ise yaratıcı düşünceye bağlıdır. O anda aklımıza gelmese de her zaman sonuca götüren bir yol vardır. Yaratıcılık bu yolu bulmaktır.

Resim Linki

Bu tür yaratıcı çözümleri bulmak için açık havada akıl açıcı bir çözümdür. Steve Jobs en kritik görüşmelerini parkta yürüyerek yapıyordu. Sokrates, öğrencilerini açık havada yürüterek eğitiyordu. Orhan Veli en güzel şiirlerini sokakta yürürken düşünüyordu. Deniz kıyıları veya ağaçları bol olduğu bölgelerde yürümek zihni daha fazla açıyor. Bazı araştırmalara göre, insan beyni açık havada yürürken yaklaşık yüzde 20 daha çok çalışır.