2.Bölüm - Denizlerin Aydınlatma Direği-Fener Balıkları
Evet dostlar hatırlayacağınız üzere dün sizlere Fener balıkları ile ilgili yazımın ilk bölümünü sunmuştum.
Buyrun buda ikinci bölüm.
Denizin ışık alan ve kendi fenerini yakmak zorunda olmadığı diğer bölgelerde avlandığı zaman, başında bulunan ışık yanan av tertibatını bu sefer lamba olarak değil de, ucunda yem bulunan bir olta olarak kullanır. Başının üstünde tutmuş olduğu yemleri sallayarak diğer balıklar için canlı yem izlenimi vererek cazibe haline getirir ve bunun sonucunda yeme gelen balıkları tuzağına düşürmüş olur.
Burada da yapması gereken tek bir hamle vardır. O da HAM!
Birde kafası neredeyse vücudunun yarısı kadar olan fener balıkları, beslendiği balıklar arasında kendi büyüklüğünde olan balıkları bile avlamaktan çekinmez. Esnek bir yapıya sahip olan çok keskin dişleri büyük avları yutarken arkaya doğru yatarak ağzının içinden balıkların geçişini kolaylaştırmaktadır. Yutma işlemi bitince dişler tekrar eski haline gelir.
İçe doğru kıvrık ve çengelli yapıda olan dişleri o kadar tehlikelidir ki, avına sapladığı zaman avının kaçma ihtimali yok denecek kadar azdır veya avı bir parçasını orada bırakarak ancak kaçabilir. Buda onun ölmesi anlamına geleceği için istese de kaçamaz.
Fener balıkları ülkemizde Akdeniz, Marmara ve Ege denizinde görülen bu balıklar kimi insanlara çok çirkin görünmelerine rağmen, eti çok tatlıdır. Bu balık nasıl pişirilir veya hangi restoranda sipariş verseniz önünüze gelir bilinmez ancak Fener balıkları hakkında öğrendiklerimden sonra istesem de tadına bakabileceğimi sanmıyorum.
Fener balıklarının görünüşlerinin çirkin olmasından dolayı balıkçılar tezgahına gelen müşteriyi kaçırmamak ve satışlarının olumsuz etkilenmemesi için bu balıkların derileri ve dikenlerini yüzüp öylece tezgaha koyarlar.
Bu kadar bilgilendirmenin yeterli olduğunu düşünüyorum. Yarın bu konuya kaldığımız yerden devam edinceye kadar hoşçakalın...
upvote for me please? https://steemit.com/news/@bible.com/2sysip