Ölmeyi Seçtim Anne- Harika Şiir
Ölmeyi seçtim anne.
Belki bir yerde var oluş vardır diye.
Belki bir kere daha doğurursun beni.
Sever miyim, sevmez miyim, bilinmez.
Ne de olsa ruh gitmiyor bir yere.
Sevgili annem.
Sen bilirsin sevmeyi, çünkü seversin babamı.
Bu yüzden gitmeliyim, bu yüzden ölümü bile öldürmeliyim.
Varsın cezamı çekerim, cehennemde.
Her gün cehennemi yaşamaktansa,
Bir kere yaşarım kendimce.
Seni çok sevdim, sizleri çok sevdim annem.
Seni, babamı ve ablamı.
Giderken peşimden ağlamayınız.
Gözyaşı savaşmak içindir ne de olsa.
Ölüleri yıkamaz, ölüleri temizlemez.
Sadece yaşamı arındırmak içindir.
O yüzden ağlamayınız sevgili annem.
Kimse, ama hiç kimse ne yaşadığımı bilmez.
Herkesin yaşadığı ne de olsa kendine saklı.
Bazen parçalı bulutlu, bazen güneşli.
Bazen yağmurlu, bazen kar kış içinde.
Sence de sonuna kadar yaşamak bu değil mi?
Her şeyin iyi olması da,
Bir anlamda kötü bu yüzden.
Aslında insan olarak çirkinlikleri de hoş görmeliyiz.
Hoş gördükçe onlar zaten güzelleşir.
Tıpkı sevdiğim kadın gibi.
Bilirim ki, başkası için anlam taşımaz.
Ama benim sevdiğim, benim aşık olduğum kadın.
Beni yerle bir eden, aynı zamanda göklere çıkartan.
O olmadan hayatın ne anlamı var.
Uzun süredir düşünüyordum anne.
Bu mektubu, bu şiiri, bu aptallığı belki.
Ama bana göre sevgi var olan en yüce duygu.
Ve birini bütün kalbinle ve ruhunla sevmişsen,
Bu her şey için yeterli aslında.
Benim sevdam da böyleydi annem.
Düşün ki, sen babamla yarım asır geçirdin.
Acısıyla, tatlısıyla hep beraberdiniz.
Ne demek olduğunu en iyi sen bilirsin anne.
Hani gece uyurken duvardan ses çıkardı.
Bana sorardın sabah olduğunda.
İşte kafamı duvara vurma sesiydi, o.
Gitmekle gitmemek arasında kaldığım dönemlerdi.
Belki aklım yerine gelir diye,
Kafamla duvarı birleştiriyordum o zamanlar.
Sevgili annem, bana kızma.
Çünkü ben çok sevdiğim için gidiyorum.
Ben o olmadan,
Artık kendimi sevemiyorum.
Onsuz hiçbir şeyin anlamı yok.
Kendi içimdeki sevgi de, zaman da bu yüzden tükendi.
Nefeslerim bile eskisi gibi değil.
Gözlerim bile gençliğim gibi değil.
Her şey o kadar solgun ki…
Sevgili annem.
Neden geceleri uyumadığımı biliyor musun?
Çünkü yaşayanlar uyur, ölüler her zaman diridir.
Benim mezarım gençliğimdir.
Tükendim anne, her şeyin başlangıcından itibaren.
Geçmişi de geçtim, kendimi de.
Öpüşmeler, sevişmeler takvimlerde kaldı.
Kaç tane mektup yırttığımı ben bile bilmiyorum.
Acaba ben mi yazdım bu kadar şiiri…
Acaba insanlar okudular mı…
Kimlerle ağladım, kimlerle güldüm ey kader!
Bilirim ki, sen tokatlarsın, sen tekmelersin, sen çiğnersin.
Senden daha acımasızı yoktur, dünyada.
Ama bil ki, ben dünyadan vazgeçeli çok oldu.
Artık çift haneli intiharlarda geziniyorum.
Biri yetmezken, diğeri başlıyor sabahın köründe.
Sevgili anne.
Ben çok sevdim.
Sevginin içindeki ekmeği su gibi sevdim.
Güneşin sıcaklığını yıldız gibi sevdim.
Onu onun ruhundan, gönlünden sevdim.
Hani derlerdi ya kendin gibi.
Hani derlerdi ya ölümsüzlük vardır.
Nasıl bir sonsuzluktur ki,
Akarmış bana, ya da hala akıyor iliğime.
Fısıltılar, sessizlikler ya da yalnızlıklar.
Yetmiyor anne, bütün insanları toplasan yetmiyor.
Bütün gönülleri toplasan onun gibi ısıtmıyor.
Anlıyorum ki, acı kendini kader eyler.
Zaman içinde huzur ya da mutluluk.
Benim duvarım mahşer, yalnızlığım kıyamet.
Ben yazmıyorum anne, ben yazsam ölecek gibi herkes.
Susuyorum, su olup okyanusta kayboluyorum.
Ya da bir ağaç gibi köklerimde.
Bilemiyorum anne, gözlerim sokak gibi.
Bazen kalabalık, bazen de çıkmaz.
İçmek istiyorum, ölümü içmek, geceyi kadehte boşaltmak.
Peki ne olacak, bu filmin sonu gelecek mi?
Beni Allah’ın bir kulu bulacak mı…
Ya da anlayacak mı bu adam kim derken?
Bilemiyorum anne.
Belki de önümde duran boş kağıda zırvalıyorum.
Kendimi yetim gibi hissediyorum, bir kıza bakarken.
Sanki içimdeki anne, babalar kayıp.
Sanki ben kayıbım bu yaşamda.
Nasıl olduysa yokum.
Nasıl olduysa kendi içimde bir hiçim.
Hiçlik anne.
İnsan oraya gitmemeli.
Ben gördüm, ben görüyorum, ben yaşıyorum.
Yaşayan bilirmiş, ya da gezen.
Ben hem geziyorum, hem yaşıyorum.
Nasıl olduysa evliya gibiyim, yalnızlığımda.
Odamda asılı duran inziva.
Bir enimden vuruyor beni, bir boyumdan.
Ben ölmeyi seçtim anne.
Hayatı bir kenara koyarak, katil gibi.
Katliamım benim kendimedir.
Gelecek belki vardır, belki de benden geçmiştir.
Ne de olsa bizi enkaz eden kaderdir.
Yıllar var anne.
Sevdiğimden ayrı geçirdiğim yıllar.
Hiçbiri cevap vermezken,
ben hala onunla geçirdiğim ilk günü kovalarım.
İlk bakış, ilk tutunma, ilk öpüşme.
Orada birbirine sevdalanan iki yabancı gibi.
Bilmiyorum, belki çok öncesinde tanıdık birbirimizi.
Bu şiir kadar eski, bu şiir kadar sonsuz.
Sanki her şey daha önceden yazılmış ve çizilmiş gibi.
Olmazsa bu şiir kader olsun.
Ya beni taşısın aşka, ya da tamamen bitirsin.
Öncesi ya da sonrası anne.
İnsanlar ölümden korkarken ben üzerine saldırıyorum.
Bazen kaplan, bazen atmaca oluyorum.
Aslında yaşamı yaşayan bir sevdalıyım.
Ya da yaşarken yaşatmak.
Ne fark eder, gönlünde ve ruhunda.
Ben ölmeyi seçtim anne.
Sen beni severken, sen beni büyütürken, sen beni düşünürken.
Çekip gittim aklımdan.
Yangın çıkardım, ruhumda.
Ateşler içinde kaldı, yüreğim.
An geldi, gözyaşıyla söndürdüm kendimi.
An geldi, insanların sözlerine aldandım.
Hiçbiri gerçek değildi, hiçbiri sen değildi anne.
Çünkü en doğrusunu sen söylersin.
Benim iyiliğimi bir tek sen düşünürsün.
Peki soruyorum sana anne.
Sevmek cennet gibi midir?
Yoksa cenneti anımsatan bir cehennem midir?
Bu durumda unutmak gerekmez mi?
Bağışla ama hatırlıyorum, hem de her şeyi.
Onun saç telindeki beyazlığı bile.
Ne zaman kızdığını, ne zaman mutlu olduğunu…
Onu kendimden daha fazla hatırlıyorum.
Çünkü unutmam gereken kendimim.
Ben gidersem, ben bitersem her şey son bulacak.
Son çare gibi görünen yol bu.
Beni affet anne ama gittiğim hikaye bu.
Son olarak annem.
Babamla iyi olun, huzurlu olun, mutlu olun.
Bilin ki, dünya bana dar geldi.
Bu kainat penceresiz oda gibi.
Ben yağmura, ben güneşe, ben yokluğa doğru.
Acıyı gülümsemelerde bırakan umutla yolcu.
Dirilişten ölümsüzlüğe, rüyadan uyanmaya.
Nasıl ve ne şekilde hak edersem.
Ama ben bu hayattan geçtim.
Çünkü beni hak etmeyen bir kader var.
Ona fazla değer verdim, onun hırsızlığına aldandım.
İnandım, sonunda hüsrana uğradım.
Ben gitmeyi seçtim anne.
Yuvamdan, evimden, soframdan, her şeyimden.
En azından kaybedersem hiçliği kaybedeceğim.
Öleceksem yalnız öleceğim.
Çünkü benim yürekli annem.
Aşıklar kalabalık yaşamalı ama yalnız ölmeli.
Ölmeyi severek aşkını ölümsüzleştirmeli.
Ama onlar ölürken peşlerinden kimse ağlamamalı.
Ne de olsa tüm aşıklar,
Kendilerinden sonraki hayata sevdalı.