Bağırsaktaki Bakterilerimiz Kararlarımızı Etkiliyor !
Ülkemiz şuan virüs etkisinde olduğu için pek çok insan aslında şuan evlerinde. Bu bağırsaktaki bakterilerimiz ‘in hareketsiz kalmasına ve kilo alımına yönelmesi demek. Bu tehlike çanlarının her geçen gün daha faza arttığı dönemde sağlıklı kilomuzda nasıl kalabiliriz? Aslında birçoğumuzun da bildiği gibi probiyotik bakımından zengin beslenmek gerektiğini, bu dönemi sağlıklı geçirmek istiyorsak vücudumuzdaki faydalı bakterilere gözünüz gibi bakmanız gerektiğini sizlere bas bas söylüyorum.
Hepimizin çeşitli alanlarda tercihleri söz konusu, bu bir elbise seçiminden bir yemek seçimine, hobilere ve tabi ki bir insanı sevmeye kadar birden fazla faktörde bağırsak bakterilerimizin rolü oldukça büyüktür. Bizleri insan yapan aklımız, düşüncelerimiz ve duygularımız normal şartlarda. Ama son dönemde bu düşüncelerimiz farklı bir boyuta taşınıyor bu bağırsaklarımızdaki bakterilerin beynimizdeki karar mercilerinde değişimlere zemin hazırlayan ‘görünmeyen el’ olduğunu ifade eden bir düşünce.
Bağırsaklarımız bizim ikinci beynimiz ve bağırsaktaki bakterilerimiz bizi yönlendirmeye şuan bile devam ediyor. Bir insanı sevmekten renk seçimine kadar . Birçok faktörü ele aldığımızda karar alma yetimizin doğrudan bizimle ilişkili olmadığı görülüyor. Bedenin en karmaşık çözülemeyen organlarından olan beynimiz, kompleks yapısı, düzensiz işleyişi ve bünyemizde gerçekleşen etkisiyle hala sırlarla dolu bir bilmece özelliği göstermektedir. Fakat en az beyin kadar etkili olan ve karar alma basamaklarımız da duygusal durumumuza dek belirleyici bir rol üstlenen başka bir organımız daha söz konusu; elbette ki bu bağırsaklar…
Beyin ve Bağırsakların Benzer Özellikleri
Beyin ve bağırsaklar her zaman birbiriyle etkileşim durumundadır. Vücudumuzda en bağımsız faaliyet gösteren organımız olan bağırsakların, beyine kıyasla daha yüksek serotonin ürettiği söylenmektedir. Vücutta üretilen serotoninin yaklaşık olarak yüzde 90’ının bağırsaklardan sentezlendiği öngörülmektedir. Bu sebeple bağırsaklarda meydana gelen bir problem serotonin eksikliğine sebep olacaktır. Bu nedenle bağırsakların mutlulukla olan büyük ilişkisi de buradan gelmektedir. Dememiz o dur ki kabız veya ishal olunduğunda kişinin depresyona girmesi boşuna değildir, biraz da hormonlarla bağdaştırılabilir.
O halde, psikolojimiz bozulduğu için mi bağırsaklarımızın çalışma sisteminde düzensizlikler meydana geliyor yoksa bağırsaklarımız düzgün çalışmadığı için mi psikolojimiz etkilenip bozuluyor? Anlayacağınız, tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan sorusu gibi bir durum oluşuyor.
Bu defa bağırsaktaki bakterilerimiz ‘in bir grubu olan probiyotiklerin çok fazla bilinmeyen bir yönüne dikkat çekmek istiyorum: Siz kilo vermek için çaba harcarken aslında bağırsağınızdaki bakterilere iyi davranmanız sizdeki probiyotik miktarını ideal seviyeye getirecektir. Yani probiyotikler kilo vermenize yardımcı olur. Hatta rejim yapmadan sadece vücudunuzdaki dost bakterilerin sayısını artırarak zayıflayabilirsiniz!
Dilerseniz önce probiyotiklerin sağlık üstündeki mucize etkilerini kısaca hatırlayalım. Bağırsaklarda ne kadar çok dost bakteri varsa hastalıklara karşı direnç de o kadar artar. Basit bir soğuk algınlığından alerjilere ve kansere kadar birçok hastalığa karşı en önemli savunma askerleriniz probiyotiklerdir. Sindirim sisteminde yaklaşık 100 trilyon faydalı bakteri yaşar. Probiyotiklerin toplam ağırlığı takriben 2-2.5 kilo kadardır!
Dost Bakteriler Zayıflatıyor
70 kilo civarında birinin vücut ağırlığının yaklaşık % 4’ünü oluşturan bu dost kuvvetler ile kilo kontrolü arasında yakın bir ilişki olduğunu kanıtlayan birçok araştırma var. Dilerseniz bunlara bir göz atalım.
Bilimsel bir çalışma (1) için obez ve normal kilolu insanların bağırsak florası incelendiğinde, obez olanlarda firmicutes adında bir zararlı bakterinin, zayıf olanlara kıyasla; zayıf olanlarda ise bir probiyotik olan bacteroidetes miktarının kilolu olanlara kıyasla çok daha yüksek olduğu gözlenmiş. Kilo problemi olanlarda bolca bulunan firmicutes bakterisinin mahareti ne biliyor musunuz? Şekeri alıp yağa çevirmek konusunda son derece başarılı olması. Bir başka araştırmada(2) ise obez farelerin bağırsak florasındaki firmicutes bakterisini azaltıp bacteroidetes bakterisi artırıldığında vücut ağırlıklarının % 15’i kadar zayıfladıkları gözlenmiş. Hem de diyetlerinde herhangi bir değişiklik yapılmamasına rağmen!
Rejim Yapmadan Kilo Vermek İçin
Başka bir çalışma ise Lactobacillus rhamnosus adında başka bir probiyotiğin kadınlarda kilo vermeye yardımcı olduğunu gösteriyor. 12 hafta boyunca önerilen diyeti uygulayan kadınların bir kısmına besin takviyesi olarak Lactobacillus rhamnosus takviyesi veriliyor. 12 hafta sonra diyetleri takviye ile desteklenen kadınların diğer gruba kıyasla daha fazla kilo verdikleri gözleniyor.
Üç ayın sonunda ise araştırma çok daha çarpıcı bir boyuta taşınıyor. Bu defa kadınların diyetlerindeki tüm kısıtlamalar kalkıyor. Ama probiyotik takviyesi kullanan kadınlar, probiyotik almaya devam ediyorlar. Lactobacillus rhamnosus takviyesi alan kadınların rejim yapmasalar da kilo vermeye devam ettikleri; takviye almayan kadınların ise diyeti bıraktıklarında kilo almaya başladıkları görülüyor.
Özetlemek gerekirse, rejim yaparken kilo vermeyi hızlandıran dost bakteriler siz normal beslenme düzeninize döndüğünüzde de kilo vermeye devam etmenizi sağlıyor!
İştah Kontrolünde Probiyotikler
İştah kontrolünde probiyotikler başka bir mekanizmaya dikkat çeken bir bulgu: Probiyotik almaya devam ettiğinizde canınızın istediğini yeseniz de kilo almıyorsunuz.
Neden? Çünkü dost bakteriler iştahınızı da kontrol altında tutuyor. Aslında bunun arkasında çok basit bir mantık yatıyor. Probiyotikler onları hayatta tutan, onları besleyen yiyecekler istiyorlar. Onların bu hayatta kalma dürtüsü ise beslenme düzeninizi etkiliyor.