Remote Working Work at Home
Yatarak çalışmak mümkün mü? Belki yatarak değil ama en azından evden çalışmak mümkün. Konumuz uzaktan çalışmak.
Yapılan bir araştırmaya göre; robotlar ve bilgisayarlar önümüzdeki 20 yıl, birçok mesleği elimizden alacakmış. Bu son yirmi yıl, şöyle rahatça çalışsak olmaz mı?
Sabah kalkıyorsunuz, kahve makinesinin ve ardından bilgisayarınızın düğmesine basıyorsunuz. Kıyafetlerinizi giyip, sokağın başındaki fırından sıcak ekmeğinizi ve gazete bayisinden gazetenizi alıp kahvaltınıza başlıyorsunuz. Telaş yapmadan, huzur içinde kahvaltınızı yapmayalı çok oldu değil mi! Yola çıkma telaşıyla vazgeçtiğiniz kahvaltıların acısını çıkarırcasına tam bir saat kahvaltınızı yapıyor ve gazetenize göz atıyorsunuz. Böyle bir hayata var mısınız?
Amazon, Humana, Deloitte, Apple, Symantec ve Sodexho gibi şirketler uzaktan çalışmak isteyenleri arayan şirketlerden. Lafta değil, iş stratejilerine dahil etmiş ve uygulamaya geçirmişler bile. Amaaan beni o şirketler ne yapsın demeyin. Ülkenizdeki şirketler hatta çalıştığınız şirket bile böyle çalışanları arıyor olabilir.
IngBank Türkiye’de 2000 çalışanına FlexING kariyer planıyla, hafta bir gün; evden veya uzaktan çalışma imkanı sağladı.
HP şirketi, yürüttüğü projelerinin ayda 150-200 tanesini uzaktan çalışan ekipleriyle gerçekleştiriyor.
FlexJob adlı kariyer sitesinde, sadece tam zamanlı ve yarı zamanlı çalışan aranmıyor. Bu site, şirketlerin ve çalışanların ihtiyaçlarına göre şekillendirdiği arama sayfasında; uzaktan çalışan, değişken zamanlı çalışan, esnek saatli çalışan hatta freelance çalışan seçimine bile imkan veriyor.
Özellikle bilişim alanında geçen seneye göre %36 artışla ‘uzaktan çalışma’ artık bir çalışma biçimi haline geldi. Sadece bilişim alanında değil; satış, müşteri hizmetleri, pazarlama, medikal, yazarlık ve mühendislik alanlarında da uzaktan çalışma benimseniyor.
Sadece biz değil, tüm çalışanların da %68’i gelecekte evden çalışmanın hayalini kuruyor. Üstelik yıldan yıla da artıyor. Amerika’da insanların %24’i evden çalışıyor. Evden çalışıyor derken, kendi işi olanları ya da başka geliri olup da evde olanları kastetmiyorum. Bildiğiniz maaşlı çalışan, ama evden ya da uzaktan çalışan.
Çünkü 9-5 çalışmak, ofis kuralları, uzayan toplantılar, kübik masalar insanlara artı eski model geliyor ve mutlu etmiyor. Hele o saatlerce süren, birinin konuştuğu ve kimsenin dinlemediği toplantılar. London Business School’a göre ofiste gözükmenin maaş artışına ve terfiye de pek bir etkisi yokmuş. Üstüne üstlük, pasif görünme zamanı olarak adlandırılan zamanın, bizlerin stresinin artmasına da sebep olduğunu biliyor muydunuz?
Psikologlara göre, günlük hayattaki en kötü şey sabah işe gitmekmiş. Peki en kötü üçüncü şey neymiş? Akşam eve gitmek. Hatta 45 dakikadan fazla süren işe gidiş geliş süresini yaşayanların %40’ı da boşanıyormuş.
Remote kitabının yazarlarından Jason Fried’a göre, ofisler mutfak robotu gibi; günümüzü minik parçalara ayırıyor tıpkı sebzeleri ayırdığı gibi. Oysa Harward Business Review’den Nicholas Bloom ve öğrencisi James Liang’ın yaptıkları çalışmada; evden çalışan müşteri hizmetlerinin, ofiste çalışanlara göre %13 daha fazla çağrı aldığını gözlemlenmiş. Bununla beraber, işten ayrılmalar da yarı yarıya azalmış.
Kabul ediyorum, her iş uzaktan çalışmaya uygun değil. Ama yapılan bir araştırmaya göre günümüzde işlerin %45’i uzaktan çalışamaya uygun. Amerika’da son beş yılda uzaktan çalışanların sayısı %61 artmış. Üstelik uzaktan çalışanların %76’sı özel sektör çalışanı, bu da demek oluyor ki devlet çalışanları da uzaktan çalışabiliyor. Hızla artan uzakta çalışma biçiminde muhasebe ve hukuk alanı başı çekiyor.
Peki çalışanlar uzaktan çalışmayı istiyorken, işverenler neden istesin? Çok değil ama, bir kaç engel var, birincisi orta seviye yöneticiler. Onlar “Çalışanları kontrol edemeyeceklerini düşünüyorlar”. İkincisi ise orta yaş üstü yöneticiler. Onlara göre “çalışma sadece ofiste olur”. Ama bu engeller dışında, o kadar çok pozitif tarafı var ki, bunlar pek de engel sayılmaz.
Evden çalışanların üretkenliğinin artması ile, insan kaynaklarına (İK) ayrılan bütçeyi düşürüyor. Personelin işe bağlılığı artıyor. IBM’in çalışanlarının bir bölümünün uzaktan çalışmasına izin vermesi sonucu küçülttüğü ofis alanından sağladığı yarar yıllık 100 milyon $.
Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre geleneksel toplantılar:
Yıllık 37 milyar $’a
Günlük 25 milyon toplanmaya
Ve organizasyonun %15 zamanına
mal oluyormuş.
Çalışan olarak bize sağlayabileceği avantajlar neler:
Günlük işe gidiş geliş zamanımızı kazanmış oluyoruz.
Ulaşım maliyetlerimizi ortadan kaldırıyoruz. Mesela daha iyi arabaya, hatta arabaya ihtiyacımız kalmıyor. Toplu taşımaya para harcamıyoruz.
İş yerine veya toplu taşımaya yakın olsun diye pahalı evlerde oturmamıza gerek kalmıyor.
İstediğimiz yerde, bahçeli bir evde hatta yazlık bir şehirde yaşama imkanımız oluyor.
Toplantı gibi işimizi bölen unsurlar olmadan daha üretken bir çalışma biçimine kavuşuyoruz.
Üretkenliğimiz arttığı için iş hazzımız artıyor.
Dünyayı daha az kirletiyor ve enerji tasarrufu yapıyoruz.
İş yerinden hastalık kapmıyoruz mesela.
Engelli olsak da evimizden de iş hayatına katılma imkanımız oluyor.
Çalışma saatinde belki çocuğunuza bakamayabiliriz ama en azından onu okuldan alma lüksümüz oluyor.
Bir yerine birden fazla şirket için part-time çalışma imkanımız olabilir.
Emekli olsak bile, çalışabiliriz.
Uzaktan ya da esnek zamanlı çalışmanın işverene sağladığı avantajlar nelerdir?
Çalışma alanı sağlamada tasarruf sağlar.
Daha üretken çalışanları çalıştırabilmeyi sağlar.
Hastalık ve benzer sebeplerden kaynaklı devamsızlığı azaltır.
Müşterilerine daha esnek hizmet sunabilme imkanı sağlar.
Güzel şeyler söyledim, hep avantajlar saydım. Peki bu sistem ideal bir çalışma modeli mi? Elbette değil. Birçok dezavantajı da var. Ama avantajları ağır basıyor, özellikle teknolojinin sağladığı imkanlar ile yaşanabilecek olumsuzlukları da asgariye indirmek mümkün.
Gelelim hayalimize: biz ne zaman evden ya da uzaktan çalışacağız? Bugün program yaparsak belki de yarın mümkün olur. Öncelikle işimizin buna uygun olması şart. Her mesleğin, buna uygun olması zor ancak başta da söylediğim gibi araştırmalar, işlerin %45’inin bu şekilde çalışmaya uygun olduğunu söylüyor.
Uzaktan çalışmak için neler yapmanız gerekiyor:
Evinizin bir bölümünü çalışma ofisi haline getirmelisiniz.
İyi bir masa ve sandalye ile kendinize çalışma alanı kurmalısınız.
Sağlıklı bir internet altyapısı, bilgisayar, veri yedekleme ve veri güvenliğini sağlamalısınız.
Ekran paylaşımlı toplantı programlarına (WebEx, GoToMeeting, JoinMe) hazırlıklı olmalısınız.
Şeffaf çalışmaya, şeffaf kararlar almaya ve toplantılarda şeffaf olmaya hazır olmalısınız.
Ortak çalışma yazılımları (GoogleDocs, BaseCamp) ile çalışmanız gerekeceğini şimdiden bilmelisiniz.
Ailenize ve dostlarınıza, çalışma saatlerinde evde olmanızın, çalışmadığınız anlamına gelmediğini ifade etmelisiniz.
Mesai saatlerini aşabileceğinizi unutmamalı sanki ofisteymiş gibi çalışmalısınız.
Hareketiniz azalacağından sağlığınız için spor aktivitelerine zaman ayırmalısınız.
Ofiste çalışmanın olumlu yanlarından birisi sosyal ortamdır. Bunun eksikliğini, katılacağınız farklı etkinliklerle giderebilirsiniz.
Ve en önemlisi, bu kararı verip tüm altyapıyı kurmadan önce işvereniniz ile bu fikrinizi paylaşın. Eğer kabul edilirse, en azından başlarda haftada bir gün, sonra 2-3 gün evden çalışmayı deneyerek başlayabilirsiniz. Sonrasında belli zamanlarda, şirketinizdeki aktivite ve toplantılara katılarak dengeyi kurabilirsiniz. Uzmanlar, en iyi geçiş süresinin üç ayda sağlanabildiğini ve en iyi çalışma şeklinin de uzaktan çalışma ile ofisten çalışmanın dengesi kurulduğu zaman sağlandığını söylüyor.
O halde! Şimdi planınızı yapmaya başlayın, seneye uzaktan çalışan birisi olabilirsiniz.