İSKELE / WARF (Turkish/English)
İSKELE
dalgalar kıyılarıma hadi hadi derken
ben burada gelenleri bekledim
dalgalar kıyılarıma hadi hadi gidelim derken
ben burada gidenleri yolcu ettim
çokca sığındılar bana
hiç birini geri çevirmedim şefkatle misafir ettim
fazla bağımlamadım kendime ama
vakti geldiği an başka limanları da işaret ettim
/
WHARF
dont wave the waves come on let's go
I waited for those who came here
dont wave the waves come on let's go
I made passengers here
they are very much sheltered to me
I did not turn down any of them, but I was welcomed with compassion
I did not get used to it myself
I pointed to other ports as soon as they arrived