The Diary Game Better Life / 24 Ağustos Günlüğüm

Günün ilk ışıkları ile birlikte uyanıp telefonun alarmını neşe içinde kapattıktan sonra geceden planladığım günlük aktivitemi yaşamak için içimde tatlı bir heyecan vardı. İlk olarak çiçek pazarına uğrayıp en sevdiğim çiçeklerden aldım. Çiçekler beni kahvaltıya bekleyen arkadaşım içindi. Birlikte uzun bir kahvaltı yapıp daha sonra kültürel zenginlikleri ile bizi kendine hayran bırakan şehri gezecekdik. Şehrin yukardan bakınca insanda hayranlık uyandıran hali ilk olarak bizi karşıladı. Ardından karşımıza çıkan kaya mezarları.

Ardından uzun bir şehir turundan sonra karşımıza çıkan camileri tek tek gezerek mimari yapıları ile ilgili şehir rehberinden geniş çaplı bilgi aldık diyebilirim. Bu şehirde yaşıyor olmama rağmen neden bir türlü gezme fırsatı bulamamıştım şaşırıyorum. Bütün gün bakmaya doyamadığımız Selçuklu ve Osmanlı mimari eserlerini hayranlıkla izlerken manzarası güzel bir gölün kenarında çay molasını hak ettiğimizi düşündüm. Bizlere çayını sunarken bir müşteriden çok misafirmiş gibi güler yüz gösteren garson çayın tadını ikiye katladı diyebilirim.

Öğlen saatlerine doğru gezimiz devam ederken çay molasından sonra biraz da eski konakları ve taş yolları ile bu konakların iç mekanlarını inceledik. Bol bol fotoğraf çektikten sonra bir çok turistle karşılaşmış olmak nedense bizi hiç şaşırtmadı. Biz gezmeye devam ettikçe yorulan bedenlerimiz için yemek vakti geldi sinyali çoktan verilmişti. Ne yiyeceğimizle ilgili arkadaşımla kısa bir istişareden sonra en iyi seçeneğin gözleme olduğuna karar verdik. Hemen yakınlardaki gözleme evini gözümüze kestirip oturduktan sonra birer tana sipariş ettik.

Karnımızı güzelce doyurup üzerine kahvelerimizi söyleyip içerken vaktin yavaş yavaş ilerlediğini havanın kararmaya başladığını hissediyorduk. Ancak bu alaca karanlık ışıklandırılmış şehir sokaklarını daha bir güzel hale getiriyordu.

Türk kahvelerimizi yudumlayıp mekandan çıkarken birazda vakti çok ilerletmeden gecenin tadını çıkartalım dedik. Cadde boyunca uzanan yol kenarlarına yayılmış mısır, balon, dondurma, sıcak çikolata satıcıları karnımız tıka basa dolu olsa da bizi kokusuyla kendine çekiyordu. Restoranların ışıklandırılmış halleri. Kafelerden gelen canlı müzik eşliğinde yediklerimizi biraz olsun eritmeyi amaçlar gibi ılık yaz akşamının güzel havasını da nimet bilip uzun uzun yürüdük. Gece epeyce uzamış biz ise bir türlü evlerimize dönmek istemiyorduk.

Ancak şehir gibi günün yorgunluğu bizi de yavaş yavaş sarsmaya başlamıştı. Arkadaşımla biraz günün ve gezdiğimiz yerlerin güzelliklerini konuştuktan sonra geceyi noktaladık. Sabah heyecanla uyanıp güzel olacağından adım kadar emin olduğum günü tamamlarken içimde ki duygu bir sürü iş yapmış olmanın hazzı ile aynıydı.

Zaten en iyi yatırım insanın kendisi için yapmış olduğu yatırım değil mi. İlk defa tasarlayıp tecrübe ettiğim bu gün gibi bir çok günü daha kendim için planlama sözü veriyorum. Zira insan en çok kendisi için yaşamalı bu hayatta. Yoksa zaman kısa ve hızlı geçiyor.

Okuduğunuz için teşekkür ederim ☺️🤗

@steemit-turkiye topluluğuna ve steemit türkiye ailesine teşekkür ederim 🥰