Herkese Merhaba

Uzun bir süre sonra tekrar steemitte dönmek güzel oldu. Özellikle günlük ektivitelerimi yazmayı sevmeye başladım.
Bir gün boyunca neler yaptığımızı anlatmak, gün içinde ne kadar eğlendiğimi hatırlatıyor.

Şimdi sizlere geçtiğimiz hafta sonum nasıl geçti anlatmak istiyorum.
Havaların ısınmasıyla birlikte artık yazlık sezonu yavaş yavaş başladı. Biz yıllardır yaz aylarında İskenderun'a gidiyorduk. Artık daha uzun süre orada kalabilecek olmamız harika. Ben de sevgili eşim de orayı çok seviyorduk. Artık görüyorum ki kızlarımda en az bizim kadar burayı seviyorlar.
Geçtiğimiz hafta sonu tatilimizi geçirmek için ailece İskenderuna gittik. Yazları İzmir'e gitmeye alışkın olduğumuz için artık bir buçuk iki saatlik yollar bana çok kısa geliyor. Zaten eşimle muhabbet ederek gittiğimiz için kısa sürede yol bitiyor.

Şimdi sizlere İskenderun'da harika ve dolu dolu geçen cumartesi günümü anlatmak istiyorum.

Sabah erkenden uyandım. Bugün yapılacak çok iş vardı. Evimizin sürgülü olan balkon kapısını açıp kapatmak biraz zordu. Eşimin ön ustası olan abisini aradım ve biraz yardım istedim. Bana ne yapmam gerektiği konusunda bir kaç fikir verdi. Sürgülü kapının altındaki tekerlek bilyeleri kontrol etmem gerekiyordu. Biraz zor oldu ama eşimle birlikte büyük camları yerlerinden çıkarttık. Abisinin önerdiği şekilde tamir etmeye çalıştık. Eşim de hazır camlar yerinden çıkmışken yıkayalım dedi. O kahvaltıyı hazırlarken ben de camları yıkadım ve temizledim. İyi bir iş bölümü yapmıştık. Küçük kızlarımız uyanmadan bu işleri bitirmemiz gerekiyordu.

Ben balkonda işlerimi bitirdiğimde eşim kızlarımız için kızartma bizler için de kahvaltı tabakları hazırlamıştı.
Bizler işlerimizi yaparken kızlarımıza uyanmıştı.
Ailecek kahvaltımızı yaptık.

Hep birlikte önce çarşıya oradan da plaja gidecektik. Çarşıya giderek balık oltası almak istiyordum. Ayrıca plaj için şemsiye de bakacaktık. Hazırlandık ve ailecek evden çıktık. Çarşıya gidince araba için park bulmak epey zor oldu. Çarşıya uzak sayılabilecek bir yere arabayı park ettik ve yürüyerek çarşıya gittik.
Sıcakta çocuklarla yürümek pek de eğlenceli bir aktivite değildi.

Balık av malzemeleri satan bir dükkana girdik. Her satıcı bu kadar ilgili midir yoksa biz mi şanslıydım bilmiyorum ama satıcı gerçekten çok iyi ilgilendi. Neredeyse küçük bir balık tutma dersi verdi diyebilirim. Satıcının tavsiye ettiği uygun fiyatlı ve acemi birisinin alabileceği bir olta satın aldım.

Ayrıca bir de yapay yem satın aldım. Bu yapay yem ile büyük balıkları çekiyormuşuz. Ama her defasında at çek yapacakmışım. Bekleme yaparsak olmazmış.

Balıkçının tavsiye ettiği şeyleri satın aldım. Ayrıca balık tutmak için yapmamı tavsiye ettiği şeyleri de can kulağı ile dinledim. Daha önce hiç balık tutma tecrübem olmamıştı. Ama her zaman bu konuda hevesliydim. Artık yazları sık sık İskenderun'da olacağıma göre benim de bir balık oltam olmalıydı.
Daha sonra plaj şemsiyesi baktık ama fiyatları epey yüksekti. Eşimin annesi de onlarda plaj şemsiyesi olduğunu ve kullanmadıkları için bize verebileceklerini söyledi. Biz de satın almaktan vazgeçtik.
Eve döndük ve öğlen sıcağının biraz geçmesini bekledik. Eşim öğlen yemeği hazırladı. Birlikte yemek yedik.

Yemekten sonra hazırlandık ve plaja gittik. Ben balık oltamı da yanıma aldım. Aslında plajda balık olacağını düşünmüyordum ama yine de kaç metre uzağa olta atabildiğimingörmek için yanıma aldım.

Ben ve eşim zaten denize gitmeyecektin. Kızlarımız suya girdiler. Biz de sahilde oturduk ve tavla oynayıp sohbet ettik. Sahilde tavla oynamak gerçekten çok eğlenceli bir etkinlikmiş. Eşimde şimdi bu yazdığımı okuyunca biraz bana kızacak ama daha güçlü bir rakip olsa çok daha eğlenceli olacaktır.

Plaj her geldiğimizde oldukça sakin. Umarım yaz mevsiminde de böyle olur.
Kızlarım epey eğlendiler. Suyu çok seviyorlar. Hangi çocuk sevmez ki?

Biraz yüzdüler. Henüz yüzmeyi bilmiyorlar ama can simitleri ile yüzebiliyorlar.
Biraz kumda kale yaptılar. Elbette bunlar onları acıktırdı ve annelerinin hazırladığı piknik sepetinden bir şeyler yediler.
Güneş koruyucu özellikli sörfçü mayoları olduğu için rahat rahat tüm günü güneş altında geçirebildiler. Bunu özellikle yazdım ki bizim gibi küçük çocuklarınız varsa sizlere de fikir olsun.

Daha sonra yemek için plajdan ayrıldık. Hep birlikte Hatay usulü döner yiyeceğimiz bir yere gittik.
Bu döneri ilk kez Eskişehir'de yemiştim ve çok beğenmiştim. Kesinlikle yerinde yemek çok daha güzelmiş.

Yemekten sonra kızlarımız için eve gitmemiz gerekti. Zaten İskenderun oldukça küçük bir yer ve evimiz de sahile yalnızca 800 metre. O yüzden sık sık eve dönmek hiç zor değil.
Ben ve eşim denize gitmemiştim ama kızlarımız tuzlu suya girmişlerdi. Ben biraz uzandım ve dinlendim. Eşim de kızlarımızı yıkadı ve hazırladı. Küçük hanımlar da yorulmuştu. Akşam kordona çıkma planımız olduğu için hepimiz biraz uyuduk. Kızlar zaten yoruldukları için uyuyup kalmıştı. Akşam üzeri eşim beni uyandırdı. Bir kaç saatlik uyku hepimize iyi gelmişti. Tekrar dışarıya çıktık. Kordon'da oturup sohbet edecektik ve aynı zamanda balık oltamı nihayet deneyebilecektim.

Aslında buradaki fotoğraflarda da gördüğünüz gibi plajda bir kaç deneme yapmıştım ancak plajda balık yoktu. Yalnızca kaç metre uzağa attığımı görmek istemiştim.

Kordon'da da işler istediğim gibi gitmedi. Bir kaç kez olta ucunu yemledim ve oltayı salladım ama maalesef hiç balık tutamadım. Oltayı her geri çektiğinde de yemler gitmiş oluyordu.
Acaba yemleri mi doğru takmadım diye düşündüm. Ama sonunda orada bulunan balık tutan kişilere sorarak neyi yanlış yaptığımı anladım. Ben yem olarak tavuk parçaları kullanmıştım. Ancak tuzlanmış ve kurutulmuş tavuk parçaları kullanmalıyım. Aksi halde tuzlu suda tavuk eti dağılıyormuş ve oltanın ucundaki iğneden kopuyormuş.

Bu hafta balık tutma işini gerçekleştiremedim. Artık haftaya balık yemi alarak tekrar deneyeceğim. Yılmak yok eninde sonunda bu işi yapacağım.

Balık tutma işinden vazgeçtim ve biraz Kordon'da oturup sohbet ettik kızlarımıza kordona gelen başka ailelerin çocuklarıyla oyun oynadılar. Saat epey geç olunca da eve döndük.
Kızları yatırdık ve bizde uyuduk.

Hafta sonum bu şekilde geçti. Ben bunları yaşarken epey eğlendim. Oldukça dolu dolu bir gün geçirdim. Kilisteki monoton hayatımın aksine İskenderun oldukça hareketli ve eğlenceli geçiyor.
Yolunuz düşerse balık tutmaya, tutabilirsek de yemeye beklerim.
Hoşçakalın dostlar.