Blockchain de neymiş?
Sosyal medyayı aktif olarak kullanıyorsanız, son zamanlarda pek çok kez “Bitcoin” ve “blockchain” sözcüklerine maruz kalmışsınızdır. “Bitcoin rekor üstüne rekor kırıyor!”, “Bitcoin hangi siteden alınır?”, “Bitcoin şu aşamada caiz değildir!” gibi cümleler hayatımıza girmeye başladı. Bitcoin, Ethereum gibi kriptoparaların (cryptocurrency) arkasındaki mantığı ve nasıl çalıştığını anlamak gittikçe önem kazanıyor, 90’lardaki dotcom krizine (1990’dan itibaren internet kullanımındaki devasa artış, 2000’lerin başında zirveye ulaşmasıyla beraber .com uzantılı sitelere sahip bazı şirketlerin yaşanan satın alımlar nedeniyle aşırı bir değerlemeye sahip olmaları) benzetilen bu süreçte “buralar hep dutluktu, o zamanlar birkaç dönüm arsa alsaydık şimdi milyarderdik.” veya “şerefsizim benim aklıma gelmişti!” tarzı bir pişmanlık yaşamamak adına kriptoparaların arkasındaki teknoloji olan Blockchain’i teknik olmayan benzetmeler ile aktarmak istedim. Çünkü kriptoparalar, Blockchain teknolojisinin sadece bir alanı. Tedarik zinciri, lojistik, dijital varlık yönetimi gibi birçok alanda da inovatif kapılar açacak bir teknolojiden bahsediyoruz bu noktada.
İnternette ve sosyal medyada çokça gördüğümüz “blockchain nedir?” konulu olan yazıların aksine teknolojinin tanımıyla başlamak yerine çözdüğü problemi anlatarak aktarmak istiyorum. Hazırsak başlıyorum :)
Varsayalım ki, en yakın arkadaşınız Berk, Avustralya’ya geziye gitmiş ve tatilinin 4.gününde sizi arayıp “Kanka param bitti, bana 1000 lira gönderir misin?” demiş. Siz de “tabii ki” diyip telefonu kapatmışsınız. Ardından bankanızdan “Berk’in hesabına 1000 tl aktarım” talebi açmışsınız. Banka hesabınızda yeterli paranın olup olmadığını kontrol ettikten sonra işlem kaydını yapmış.
Şimdi Berk’i arayıp, parayı yatırdığınızı ve bankadan çekebileceğini söyleyebilirsiniz. Özetlemek gerekirse, paranızı yönetmek ve işlem yapmak için hem siz hem de Berk bankaya güvendiniz. Herhangi bir fiziksel para akışı aslında yok, tek gereken işlem kaydının açılması. Bu işlem kaydı açılımı ne sizin ne de Berk’in kontrolü altında. İşte mevcut sistemdeki problem tam olarak da bu!
Aramızdaki güveni sağlaması için, üçüncü kişi veya kurumlara bağımlıyız. Bunda ne gibi bir sıkıntı var diyebilirsiniz doğal olarak. Fakat toplumda herhangi bir kaos olduğunda, kurumun veya kişinin, kasıtlı veya kasıtsız, işleri mahvedebilecek güce sahip olması asıl problem. 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminde hemen hemen hepimizin, özellikle 80 darbesine şahit olanların, ATM’lere koşmasının bu problemi bilinçaltımızda yaşadığımızın göstergesi olduğunu düşünüyorum. Bunun haricinde Berk’e gidecek para için kesilecek komisyon ve paranın ona iletilme süresinin uzunluğunun da mevcut sistemin problem noktaları olarak ön plana çıkıyor.
Peki para transferi için bankaya ihtiyaç duymadığımız bir sistem var mı ya da daha doğrusu, kendi aramızdaki işlem kayıtlarını başka birisi yerine kendimiz tutabileceğimiz bir yol var mı? Tahmin ettiğiniz üzere bunun yolu Blockchain.
Peki bu sistem nasıl işliyor?
Bu sistemin gerekliliği, işlem kayıtları için üçüncü partiye bağımlı olmak istemeyen yeterli sayıda insan olmalı. Aşağıda anlatacağım örnekleme de 10 kişi kullanacağım. Ortak bir kararla, bu kişiler birbirlerinin hesap detaylarını biliyor olacaklar, tabii ki kim olduklarını bilmeden.
Örneğe geçmeden önce bir dipnot: buraya kadar yazdıklarımda kişilerin anonim olması ve merkezi bir kontrol olmaması sebebiyle birçok kişinin aklına Bitcoin kara para aklama metodu olarak düşebilir ki böyle bir namı da var. Ayrıca Fintech Time dergisi sonbahar 2017 sayısında yer alan bilgiye göre toplam Bitcoin ekonomisinin %5 i yasa dışı olarak kullanılıyor. Ama alım satım yapabileceğiniz sitelerde ciddi bir kimlik doğrulama süreci var bir önlem olarak.
10 kişilik ekibin hepsinin elinde başlarken boş bir klasör, bir kalem ve boş bir A4 olduğunu düşünün. Zaman geçtikçe her biri, aralarında yaptıkları işlem kayıtlarını yazdıkları sayfaları klasöre ekleyecek. Birbirlerinin kim olduğunu bilmeden sistem içerisinde yapılacak işlemleri yazmaya hazır bir şekilde bekliyorlar.
Şimdi, 7 numaralı kişi, 3 numaralı kişiye 100 lira göndermek istiyor. İşlemi yapmak için, 7 numara bağırarak “3 numaraya 100 lira göndermek istiyorum, lütfen herkes bunu kendi A4’üne not alsın.” diyor.
Yukarılarda söylediğim gibi herkes ayrı ayrı 7 numaranın hesabını detaylı bildiği için 100 lirasının olup olmadığını kontrol ediyor. Eğer hesabında yeterli parası varsa, ekibin geri kalanı boş A4’lerine bu aralarındaki ilk para gönderme işlemini not alıyor ve işlem gerçekleştirmiş sayılıyor.
Zaman ilerledikçe, daha çok kişi arasında para transferi gerçekleştiriyor. Para transferi yapmak isteyen, bunu ekibin hepsine duyuruyor. Ekiptekiler bunu duyar duymaz önündeki A4'e notunu alıyor. Bu süreç sayfada yer kalmayana kadar devam ediyor. Farz edelim, bir A4 en fazla 10 işlem alıyor. 10. işlem gerçekleştiği anda tüm ekibin A4'ü dolmuş oluyor.
Şimdi ekip bu sayfayı klasörün içine koyup, yeni bir boş A4 çıkarıyor. Ama klasöre koymadan önce sayfayı aralarında anlaştıkları benzersiz bir kodla mühürlemeleri gerekiyor. Bunun amacı, sayfaları klasöre koyulduktan sonra kimsenin herhangi bir değişiklik yapamayacağını garanti altına almak. Sayfalar klasörlere bir kez konulduktan sonra, sonsuza kadar mühürlü bir şekilde orada kalacak. Bu mühüre herkes güveniyorsa, içeriğine de herkes güveniyor demektir.
Önceden bu kayıtların kesinlikle değişmeyeceği konusunda üçüncü kurum ve kuruluşlara güvenirken, şimdi bu kayıtların sistemde yer alan herkesin klasöründe mühürlü bir şekilde bulunması sebebiyle, bu mühür ilgili güveni yaratıyor.
Yazıyı bitirmeden önce hangi benzetmenin, teknolojinin hangi kısmına denk geldiğini anlatmakta fayda var. İnternetteki blockchain konusundaki yazılarda decentralized & distributed ledger (merkezi olmayan ve dağıtık kayıt defteri) kavramına rastlamışsınızdır. Yukarıdaki örnekteki klasör ve sayfaların ekipteki herkeste ayrı ayrı tutuluyor olması bu sistemin merkezi olmama ve dağıtık bir şekilde kayıt altında tutulma özelliğini karşılıyor. 2.yazımda anlatacağım sayfaların nasıl mühürlendiği konusu ise kriptografi metoduyla blokların korunması ve değiştirilememesine denk geliyor. İşlemleri kayıt altına aldığımız kağıtlar ise sistemdeki kullanıcıların kendi serverlarındaki veri tabanlarını simgeliyor.
Böylelikle uzunca bir yazının sonuna gelmiş bulunuyoruz.Bu yazıyı yazarken esinlendiğim yazardan içeriklerin bazı kısımlarından yararlanmak için izin alıp kendi anlatımımla basitleştirerek size aktarmaya çalıştım, umarım Blockchain arkasında yatan teknolojiyi aktarmak adına sizi sıkmadan anlatabilmişimdir.
Geri bildirimlerinizi ve sorularınızı duymaktan çok memnun olurum :)
Özcan Gündeş