Avustralya Günlükleri #1

Aslında epeydir kendi sitemiz www.kokladunyayi.com sitesinde yazıp çiziyoruz, sadece orada da değil instagram ve facebook'da da varız. Neredeyse 1 sene önce takipçilerimizden biri aslında Steemit tam da sizlik diye hiç bilmediğimiz bu platformla tanıştırmıştı bizi. Hemen hesabı açtık ama yazı yazmamız tam bir senemizi aldı. O zaman Malezya'da yaşıyorduk şimdi ise her şeyiyle başka bir dünya olan Avustralya'ya taşındık.

Size biraz buradan bahsetmek istiyoruz, hani olur da gelmek istiyorsanız birinci elden en güvenilir yorumlara ulaşın diye.

Öncelikle güzel şeylerden bahsedeceğiz;

*İnsanlar çok güzel. Hem erkekler hem kadınlar. Ama genellikle genç nesil. Yaşlandıkça artık sporu mu bırakıyorlar, çok doğum mu yapıyorlar bilmiyorum ama her iki cinsiyette de göbekler fora.

*Manzaralar inanılmaz! Kıtanın her yerinde ayrı güzellik.

*Koskoca kıtada topu topu 25 milyon kişi yaşıyor. Doğaya, hayvanlara ve insanlara çok saygılılar. Yanınızdan selam vermeden geçmezler. Bir şey isterken "Lütfen" demezseniz bozulurlar.

*Başkentler haricindeki şehirlerde çok fazla yüksek bina olmadığı için şehir keşmekeşini çok yaşamıyoruz. Şehirler yatayda kurulduğu için evler ve peyzajlar harika. Bizim şehrimiz her daim çiçek ve deniz kokuyor.

Gelelim zorluklarına;

*Çok, ama çok pahalı. NSW'de saatlik minimum ücret 18 AUD, başka eyaletlerde bu daha bile yüksek. E haliyle sosyal seviyesi en düşük işleri yapan insanlar bile haklarını alınca, bu sefer de fiyatlarda başka bir şekilde enflasyon oluyor. 7/11'lar haricinde 5 AUD altında kahve bile bulamazsınız. Kiralar haftalık; küçük bir hesapla aslında yılda 13 kira ödeniyor.

*Çok uzak. Düşünürsek İstanbul'dan gidilebilecek en uzak rotalardan biri burası. eğer Türk Hava Yolları yakında direk uçmaya başlamazsa (böyle bir ihtimalin dedikodusu epeydir dillerde) en iyi ihtimalle 30 - 34 saat sürüyor yolculuk. Yani ha dediğinizde dönmeniz hem keseniz hem de zamanınız açısından zor.

*Tüm kıta sözleşmişçesine sizi öldürmeye çalışıyor gibi. Denizde köpekbalıkları, deniz anaları, ormanda yılanlar, vahşi hayvanlar, şehirlerde de örümcekler falan hep tehlike. gerçi biz henüz tehlikeli bir karşılaşma yaşamasak da tedbiri elden bırakmamak lazım.

Evet ilk yazı için bu kadar. Bir sonraki yazı için bir sorunuz varsa lütfen yorum bırakın. Sevgiler