Birazcık be Biraz. Biraz Sevilsek, İyileşeceğiz:
Biraz Sevilsek, İyileşeceğiz:
İnsanlara kendimizi kullandıracak cesareti biz veriyoruz aslında. “Sen ne yaparsan yap, ben kabul eder, seni sevmeye devam ederim.” mesafesinde duruyoruz. Elde etmişlik hissi ve hazzı yaşatıyoruz onlara. Bize öyle çok güven duyuyorlar ki hiçbir gidişlerinde, dönüp bizi bulamama korkusu duymuyorlar. Kabul edilmeme telaşı yaşamıyorlar. Sınırlarımızı aşmalarına izin veriyoruz, gözlerimizin içine bakarak söyledikleri yalanların bile elimizden gelse bahanesini biz uydurup, özrünü biz dileyeceğiz. Hayatımızın merkezine öyle sağlam yerleştiriyoruz ki onları, onlarsız devam edemeyeceğimizi, hiç olduğumuzu bağırıyoruz. Kendimize olan saygı ve güveni bir başkasının egosuna yem ediyoruz. Göğsünü gere gere bizi umursamadığını söyleyebilen insanları, yere göğe sığdıramadığımızı öyle bir ciddiyetle söylüyoruz ki lağımın dibinde olan, zirvede sanıyor kendini. Her istediklerinde ellerinin altında olmamızdan tamamen sıkıldıklarında ve yine karşılarında yalvararak ağlayan bir çift göz gördüklerinde de başlarına bela olmamızı istemediklerinden şöyle diyorlar “Amma da gurursuz çıktın!” * Bir nefes al ve senin sularını kirleten, sana bir obje gibi davranan herkesi hayatından kov! Sevilmeye olan ısrarının, biraz sevilsen iyileşecekmişsin gibi hissedişinden olduğunu biliyorum. Seni bu hale getirenin gurursuzluğun değil, biraz sevilsen kurtulacakmışsın gibi hissedişin olduğunu biliyorum. Bunun için birilerinin ayaklarına yol olmaya gerek yok, seni gerçekten seven biri ile tanıştığında sana şöyle dedirtiyor; “Daha önce yaşamıyormuşum!” Sizi gerçekten seven birinin kollarında uyandığınızda şöyle dedirtiyor; “Daha önce hiç uyumamışım