sultan süleyman han sarayına çekilir. yüce divanı toplar. divanda bu suali tartışırlar. dönemin önde gelen alim-ülemasını huzuruna çağırır. onlarla bu suali münakaşa eder.
bu sualin cevabı bulunana kadar hürrem sultan ile halvete girmez. ebus suud efendi'den ulvi tavsiyelerini sunmasını ister. yeni doğmuş sab-i sübyan bu sualin cevabını bulmaları için uykuya yatırılır. 1 yıl sonunda sualin cevabı yüce hünkar'ın kaylûle uykusunda nâsip olur.
halk meydana toplanır. sultan süleyman han hazretleri en güzel cübbesini giymiş, islam nurunu 7 cihana yaymak için salladığı yatağını belinde, hünerlerini kullanarak yaptığı yüzükler parmağında ışıldarken kullarını selamlamaktadır. yüzü ayın nurlu tarafı gibi parlamaktadır. kullar bir senedir bu sualin cevabını bekler. adam meydanın ortasına getirilir. yüzünü ağır ağır kaldıran adam sultan'ın nurlu yüzü ile huzura erer. adam sorar: hünkarım, sualimin cevabı nedir? padişah ay yüzünü ağır ağır kaldırır. yüzünde kanlı savaşların ve entrikaların eskittiği gülüşü yavaş yavaş belirir. yüce hünkar yanıtlar: dübürüne kerkinir yerle yeksan ederim, tarumar olursun veled-i zina, deyyus-u ekber. validenin amını orakla biçtiririm. sen padişaha ne biçim sorular soruyon piç. der.
daha önceden sultan süleyman han hazretlerini görme hidayetine ulaşmış bir celep gördüğünü kişinin sultan süleyman han hazretleri olduğunu bir çırpıda anlar.
pargalı ibrahim ile bu sualin cevabını arar. hürrem sultan'a danışır.
sultan süleyman han sarayına çekilir. yüce divanı toplar. divanda bu suali tartışırlar. dönemin önde gelen alim-ülemasını huzuruna çağırır. onlarla bu suali münakaşa eder.
sultan süleyman bu garip adamı görünce duraksar. adam sorar: hünkarım, siz ki yedi iklimin, dört kıtanın sultanısınız.
bu sualin cevabı bulunana kadar hürrem sultan ile halvete girmez. ebus suud efendi'den ulvi tavsiyelerini sunmasını ister. yeni doğmuş sab-i sübyan bu sualin cevabını bulmaları için uykuya yatırılır. 1 yıl sonunda sualin cevabı yüce hünkar'ın kaylûle uykusunda nâsip olur.
halk meydana toplanır. sultan süleyman han hazretleri en güzel cübbesini giymiş, islam nurunu 7 cihana yaymak için salladığı yatağını belinde, hünerlerini kullanarak yaptığı yüzükler parmağında ışıldarken kullarını selamlamaktadır. yüzü ayın nurlu tarafı gibi parlamaktadır. kullar bir senedir bu sualin cevabını bekler. adam meydanın ortasına getirilir. yüzünü ağır ağır kaldıran adam sultan'ın nurlu yüzü ile huzura erer. adam sorar: hünkarım, sualimin cevabı nedir? padişah ay yüzünü ağır ağır kaldırır. yüzünde kanlı savaşların ve entrikaların eskittiği gülüşü yavaş yavaş belirir. yüce hünkar yanıtlar: dübürüne kerkinir yerle yeksan ederim, tarumar olursun veled-i zina, deyyus-u ekber. validenin amını orakla biçtiririm. sen padişaha ne biçim sorular soruyon piç. der.
mülkleriniz üzerinde güneş batamamaktadır. hikmetinizden sual olunmaz.
lakin gelin görün ki bir cariye uğruna devlet-ül aliye'nin bekâsına gölge düşmekte. bu konudaki hasr-ı fikriniz nedir?
kanuni sultan süleyman han bir gün çarşı pazarı teftiş amacıyla tebdil-i kıyafet ile dolaşmaktadır.
sultan süleyman kaşlarını çatar. çevresindeki kulları korkudan titremektedir. daha sonra suretine bir gülüş hasıl olur.
yüce hünkar yanıtlar: çok zor sual yönelttin. sana gerekli cevab bir yıl sonunda bu meydanda tüm kullarım karşısında verilecek.
daha önceden sultan süleyman han hazretlerini görme hidayetine ulaşmış bir celep gördüğünü kişinin sultan süleyman han hazretleri olduğunu bir çırpıda anlar.