Benim İnsanlık Raporum: January 25 2020
Dün ülke olarak çok üzücü bir olay yaşadık. Elazığ 6.8 şiddetinde sallandı. Deprem bizim ülkemizde insanların korkulu rüyası. Çünkü yaşadığımız hiç bir olaydan ders çıkarmak bizim adetimiz değil. Bu çapta yüksek bir sarsıntı çok büyük yaralar açabilirdi. Bunu 1999 yılında gördük. Ama şimdi yaşanan bu olaya ne demeli. Üzülmeliyiz kaybettiğimiz canlara. Şükretmeliyiz çok büyük bir yıkım yaşamadığımıza ve sarmalıyız açılan yaraları toplum olarak birlik ve beraberlik içinde. Yinede bütün olmayı başaramamış ahmaklar ve asalaklarla dolu toplumumuzun içi. Böyle bir olayı bile siyasete alet etmeye çalışanlarla, insanı Türk yada Kürt diye ayırmaya çalışanlarla, yaşadığımız acıyı rant kavgasına dönüşterme çabası içinde olanlarla dolu. Sizde üzülüurmusunz böyle insanları görünce yoksa sinirleniyormusun? İki buçuk yşında bir çocuk çıkıyor enkazın altından. Titriyor, üşümüş çünkü. Çünkü 24 saatten fazla dondurucu soğukta yıkılmış bir binanın içinde enkaz altında kalmış. Küçücük bir çocuk enkazın altından çıkar çıkmaz ilk olarak geride kalan annesini soruyor. Ne senin siyasi görüşün, ne senin Kürt yada Türk olman, nede peşinde koştuğun ahmaklar onun umurunda değil. Çok mu fazla şey istedik senden. İnsan olmanı istemek çok mu fazla geldi. Bırak şimdi aklından geçen saçma düşünceleri ve sadece bir kaç günlüğüne insan olmayı dene. Göreceksin sanada iyi gelecek. Ve bir kaç gün de olsa üzül kardeşlerimizin yaşadığı acıya. Üzül yitip giden 29 cana.