Bir Romana Başlasam
"Her şeyin bittiğini sandığında gerçek sen ortaya çıkar"
Okuduğu her kişisel gelişim kitabında böyle büyük laflara o kadar alışıktı ki artık içten içe sıkılmıştı.. Sırf yazmak için yazılmış olan ve günümüz psikologlarının yaptığından farksız olarak bildiğimiz şeyleri süsleyerek önümüze tekrar koyan cümlelerden ve bunlardan etkilenen insanları aklına getirdi. Kişisel gelişim bir ihtiyaç mı yoksa uydurulmuş bir satış tekniği mi ikileminde hep aynı safta durmuştu. Psikoloji bilimine saygılıydı elbette fakat bir insanı dinleyip çıkarımlar yapıp yolları gösterip sonunda kendi yolunu çizmesine izin vermek eylemlerini bilimle bağdaştıramıyordu. Tabii ki bu düşündüklerini dillendirmek bu konuda uzman olmayı gerektirdiği için bu düşünceler hiçbir zaman konuyla alakalı bir sohbette aktarılmamıştı.
Taşındığı yeni evde bulduğu bu kitapta hayattaki şansımın göstergesi diye düşündü. Bırakıldığına göre eski kiracı da bu kitaplardan haz etmiyor olmalıydı. Kitabın ilk sayfasında Kerem Kaya ismini ve altında 21.03.07 tarihine bir süre bakakaldı. Bu adam bu kitabı satın aldığı tarihte kendisinin nerde olduğunu kestirmeye çalıştı. Büyük ihtimalle üniversite bahar şenliklerindeydi. Herkesi eğlendiren şenlikler sunucu için işkence olabiliyordu. Bir heves 1.sınıfta aldığı bu sorumluluk onu okul bitene kadar her etkinlikte sunucu yapmaya zorlamıştı. Okulda özlemeyeceğim tek şey diye geçirdi içinden.
Daha bir sürü açılacak koli düzenlenilecek oda varken bir kişisel gelişim kitabına takıldığını fark etmek tebessüm ettirdi. Kitabı çöp yerine kitaplığına götürmeyi tercih etti. Yürümek zor gelince de kitaplığa gelişi güzel fırlatmayı düşündü.
"Kitaplara iyi davranmalıyız fakat gerçek kitaplara" diyen lisedeki dil ve anlatım hocasının bu lafına ilk başta çok kızmıştı zaten kadının çokbilmiş tavırlarından hoşlanmıyordu. Kim oluyordu da karar verebiliyordu kitabın kalitesine diye düşünüyordu o zamanlar. Şimdi ise hak veriyordu. Eğer her bir kitap türü bir yemek olsaydı ve kaliteli bir yemeği tüketen biri daha aşağı kaliteyi daima fark edebilirdi.
Kitabı fırlatınca sayfalardan yere düşen bir mektup gözüne çarptı. Gidip yerden aldı gönderici kısmında aynı isim vardı. Fakat alıcı kısmı boştu. Mektup son sayfalardan birine yapıştırılmış ve uzun süre geçtiği belliydi. Kitabın fırlatılmasının etkisiyle düşmüştü. Ne vardı acaba mektupta ne yazıyordu daha önce başkasına ait mesaj mektup günlük okumamıştı ve bu konuda katıydı fakat ilk kez okumanın bir zarar getirmeyeceğini düşündü. Zarfı yavaşça açtı.Tek bir beyaz sayfada şunlar yazılıydı.